Ak
Parti ve MHP'nin birbirine mecbur olduğunu, bilmem fark eden var mı? MHP'nin
"kazandığı" oylar, daha önce Ak Parti'ye verilen Ülkücü oylarının bir
kısmı. Bunun gerisi de var. Muhtemel bir erken seçimde Ak Parti'nin %40'ın da
altına inmeyeceğinin bir garantisi yok. Diğer taraftan Ülkücü oylarının 2002'de
MHP'yi meclisin dışında bıraktığını da hatırlamak da lazım. Hata yapan gider.
Anayasa
meselesi uzun süredir olduğu gibi sürüncemede bırakılabilirdi ve bu seçimler de
bu kadar kritik bir manzara arz etmeyebilirdi. Lakin sayın Cumhurbaşkanı'nın
başkanlık sistemi ısrarı, anayasa değişikliğini önümüzdeki gündem haline
getirdi. Diğer taraftan çözüm süreci denen hadisenin vardığı nokta ve konuyla
ilgili beklentiler de konuyu gündeme çivilemiş oldu. Bir önceki seçime nazaran
bu seçimde görülen fark da esas itibariyle bu konudan kaynaklanıyor. Önümüzdeki
tabloyu doğru okumamız gerekiyor.
Seçim
neticesi bir hükûmet krizini kucağımıza bıraktı ve krizin çözüm şekli de
seçimin etrafında döndüğü konuyu nasıl okuduğumuzla alakalı olsa gerektir.
Ayrılıkçı kanat kartlarını açtı, koparacağını kopardı. Ak Parti'nin bu
istikamette daha fazla oy kaybetmesi muhtemel görünmüyor. Meselenin hallini
ayrılıkçılara taviz vermekte görür ve o yönde adım atarsa, daha fazla Ülkücü
oyunu kaybedeceği ise aşikar. Diğer taraftan Ak Parti iyi niyet gösterip MHP'ye
doğru bir adım atar da, MHP buna makul karşılık vermezse, hem Ak Parti'yi ayrılıkçı
istikamete itmiş, hem de hükûmet krizinin çözümüne katkıda bulunmamış olur. Bu
durumda da faturanın MHP'ye kesilmesi ve erken seçimde kazandığından daha
fazlasını kaybetmesi ihtimali gündeme gelebilir.
Uzun
lafın kısası, her iki partinin de takkeyi önüne koyup düşünmesi; mesele
çıkarmaktan çok, mesele çözmeye odaklanması faydalı olacaktır kanaatindeyim.