muhalefet
seçimi neden kaybetti, bu çok önemli bir soru. bunu size açıklayabileceğimden
emin değilim, ama insanlık görevimi yapıp bir kere olsun denemek istiyorum. gördüğüm
manzara tüylerimi ürpertiyor, komplo teorileri havada uçuyor, akıl almaz
iddiaların bini bir para, insanların bunlara nasıl inanabildiğini anlamakta
zorlanıyorum. işin kötüsü, bu teorilere inananlar, az sonra açıklayacağım sırra
inanmayacaklar muhtemelen, ama acı gerçeği dümdüz açıklamaktan başka bir yol da
bulamıyorum. ne yapacağınızı söylemek bana düşmez, ama isterseniz önce
yerinizde oturup biraz gevşeyin, sakinleşin, nefes alın, su için, kendinizi
hazırlayın.
hazır
mısınız?
işte
büyük sır: muhalefet seçimi kaybetti, çünki daha az sayıda kişi muhalif
adaylara oy verdi.
her
zamanki gibi anlatamadığımı tahmin ediyorum, ama bunu daha açık ve anlaşılır
bir şekilde söylemenin bir yolu da yok. seçimi desteklediğiniz aday kazanamadı,
seçim ikinci tura kalmadı, çünki seçmenin yarıdan fazlası ilk turda erdoğan'a
oy verdi. her şeyden önce bununla yüzleşmeniz gerekiyor kanaatindeyim. kimse
bir milyon bilmem kaç oyu çalmadı. kimse kimseyi kaçırmadı, tehdit etmedi, uzaylılar
veya uçan spagetti canavarı işe karışmadı. ortada "anormal" bir durum
yok. seçimi kazanmak için daha fazla oy almak gerekiyordu ve adayınız o kadar
oy alamadı.
zekanıza
hakaret etmiş durumuna düştüğüm için üzgünüm, aslında daha makul ve mantıklı
bir ülkede yaşıyor olsak, başka bir soruyu, muhalefetin seçimi nasıl kaybettiğini,
yani insanların neden muhalif adaylara oy vermediğini falan konuşabilirdik, ama
yapacak bir şey yok, henüz o noktadan çok uzaktayız. daha az oy almış olmayı
gerçekçi bulmayan ve bu yüzden öküzün altında buzağı arayan bir kalabalıkla, daha
ciddi bir konuyu konuşmamız mümkün değil.
aynı
basit gerçek eski seçim sonuçları için de geçerli: sandıktan çoğunluğun tercihi
çıkıyor. kimse kamyon kamyon oy çalmıyor. az gelişmiş, iyi giyinerek hayatına
anlam katmayı beceremeyen, sizi ölesiye kıskanan ve elbette dişlerini
fırçalamayan çomarlar makarnaya kömüre tamah edip oylarını satmıyorlar; on altı
yıldır ülkeyi yöneten iktidarı, mevcut alternatiflere tercih ediyorlar. bunu
kabullenmeniz bir on altı yıl daha sürecek belki, bilemiyorum. o çıtayı aşarsak
başka şeyler de konuşabiliriz. ortadaki somut gerçeği kabul etmediğiniz sürece,
bu noktaya nasıl geldiğimizi, olup bitenin sebebini tartışmamız mümkün değil.
insanlar
tahminlerinde yanılabilir, benim de tahminlerimin çoğu yanlış çıktı. ama ak
parti oyu ve erdoğan'ın oyu konusundaki tahminimde fazla hata çıkmadı. inanmayacaksınız
şimdi, bunu seçimden sonra söylemek ne kadar anlamlı, bilmiyorum, ama ak parti
oyunu %40-41, erdoğan'ın oyunu ise %52-53 civarında tahmin ediyordum. bir çok
kişinin tahmini de bu yöndeydi, genel hava "milletvekili oylamasının
sonucu 7 haziran seçimlerine benzeyecek, cumhurbaşkanlığı oylamasının sonucu
ise referandum sonucuna benzeyecek" şeklindeydi. insanların oy verme
dinamiklerinin arkasında sosyolojik sebepler olduğunu düşünüyorum ve üç sene
içinde o sosyoloji o kadar da değişmiş olamaz. aynı segmente hitap eden birden
fazla alternatif olsaydı, belirsizlik olabilirdi, ama yoktu. hesap ortadaydı
yani.
seçim
sonuçları gerçek arkadaşlar, yas mı tutuyorsunuz, şok mu yaşıyorsunuz, ne
yapıyorsanız çabuk tamamlarsınız diye ümit ediyorum. evet, aydınlanma yaşamaya
başlayanlar yanılmıyorlar, burası sizin düşündüğünüzden farklı bir ülke. bazılarınız
balık tüketiminden falan dem vuruyor, ama buradan bakınca da içinizden bir çoğu
mantar tüketiyormuş gibi görünüyor.
ince akıllı bir adama benziyor, bence ne dediğini dinleyin. ama "arkasından
silah dayadılar, zorla konuşturuyorlar" veya "şifreli konuşuyor, aslında
öyle demedi" kafasıyla değil, kurduğu cümlelerin dilimizdeki birinci
anlamlarına odaklanmaya çalışarak dinleyin. kendi cumhurbaşkanı adayınıza bile
inanmıyorsanız, daha ne yapılabilir ki?
saygılar
ve zorla da olsa sevgiler, yurdum insanı; geçmiş olsun, kafanızı ütüledim, özür
dilerim.