27 Haziran 2018 Çarşamba

evrenin büyük sırrı: muhalefet seçimi neden kaybetti?




muhalefet seçimi neden kaybetti, bu çok önemli bir soru. bunu size açıklayabileceğimden emin değilim, ama insanlık görevimi yapıp bir kere olsun denemek istiyorum. gördüğüm manzara tüylerimi ürpertiyor, komplo teorileri havada uçuyor, akıl almaz iddiaların bini bir para, insanların bunlara nasıl inanabildiğini anlamakta zorlanıyorum. işin kötüsü, bu teorilere inananlar, az sonra açıklayacağım sırra inanmayacaklar muhtemelen, ama acı gerçeği dümdüz açıklamaktan başka bir yol da bulamıyorum. ne yapacağınızı söylemek bana düşmez, ama isterseniz önce yerinizde oturup biraz gevşeyin, sakinleşin, nefes alın, su için, kendinizi hazırlayın.

hazır mısınız?

işte büyük sır: muhalefet seçimi kaybetti, çünki daha az sayıda kişi muhalif adaylara oy verdi.

her zamanki gibi anlatamadığımı tahmin ediyorum, ama bunu daha açık ve anlaşılır bir şekilde söylemenin bir yolu da yok. seçimi desteklediğiniz aday kazanamadı, seçim ikinci tura kalmadı, çünki seçmenin yarıdan fazlası ilk turda erdoğan'a oy verdi. her şeyden önce bununla yüzleşmeniz gerekiyor kanaatindeyim. kimse bir milyon bilmem kaç oyu çalmadı. kimse kimseyi kaçırmadı, tehdit etmedi, uzaylılar veya uçan spagetti canavarı işe karışmadı. ortada "anormal" bir durum yok. seçimi kazanmak için daha fazla oy almak gerekiyordu ve adayınız o kadar oy alamadı.

zekanıza hakaret etmiş durumuna düştüğüm için üzgünüm, aslında daha makul ve mantıklı bir ülkede yaşıyor olsak, başka bir soruyu, muhalefetin seçimi nasıl kaybettiğini, yani insanların neden muhalif adaylara oy vermediğini falan konuşabilirdik, ama yapacak bir şey yok, henüz o noktadan çok uzaktayız. daha az oy almış olmayı gerçekçi bulmayan ve bu yüzden öküzün altında buzağı arayan bir kalabalıkla, daha ciddi bir konuyu konuşmamız mümkün değil.

aynı basit gerçek eski seçim sonuçları için de geçerli: sandıktan çoğunluğun tercihi çıkıyor. kimse kamyon kamyon oy çalmıyor. az gelişmiş, iyi giyinerek hayatına anlam katmayı beceremeyen, sizi ölesiye kıskanan ve elbette dişlerini fırçalamayan çomarlar makarnaya kömüre tamah edip oylarını satmıyorlar; on altı yıldır ülkeyi yöneten iktidarı, mevcut alternatiflere tercih ediyorlar. bunu kabullenmeniz bir on altı yıl daha sürecek belki, bilemiyorum. o çıtayı aşarsak başka şeyler de konuşabiliriz. ortadaki somut gerçeği kabul etmediğiniz sürece, bu noktaya nasıl geldiğimizi, olup bitenin sebebini tartışmamız mümkün değil.

insanlar tahminlerinde yanılabilir, benim de tahminlerimin çoğu yanlış çıktı. ama ak parti oyu ve erdoğan'ın oyu konusundaki tahminimde fazla hata çıkmadı. inanmayacaksınız şimdi, bunu seçimden sonra söylemek ne kadar anlamlı, bilmiyorum, ama ak parti oyunu %40-41, erdoğan'ın oyunu ise %52-53 civarında tahmin ediyordum. bir çok kişinin tahmini de bu yöndeydi, genel hava "milletvekili oylamasının sonucu 7 haziran seçimlerine benzeyecek, cumhurbaşkanlığı oylamasının sonucu ise referandum sonucuna benzeyecek" şeklindeydi. insanların oy verme dinamiklerinin arkasında sosyolojik sebepler olduğunu düşünüyorum ve üç sene içinde o sosyoloji o kadar da değişmiş olamaz. aynı segmente hitap eden birden fazla alternatif olsaydı, belirsizlik olabilirdi, ama yoktu. hesap ortadaydı yani.

seçim sonuçları gerçek arkadaşlar, yas mı tutuyorsunuz, şok mu yaşıyorsunuz, ne yapıyorsanız çabuk tamamlarsınız diye ümit ediyorum. evet, aydınlanma yaşamaya başlayanlar yanılmıyorlar, burası sizin düşündüğünüzden farklı bir ülke. bazılarınız balık tüketiminden falan dem vuruyor, ama buradan bakınca da içinizden bir çoğu mantar tüketiyormuş gibi görünüyor.

ince akıllı bir adama benziyor, bence ne dediğini dinleyin. ama "arkasından silah dayadılar, zorla konuşturuyorlar" veya "şifreli konuşuyor, aslında öyle demedi" kafasıyla değil, kurduğu cümlelerin dilimizdeki birinci anlamlarına odaklanmaya çalışarak dinleyin. kendi cumhurbaşkanı adayınıza bile inanmıyorsanız, daha ne yapılabilir ki?

saygılar ve zorla da olsa sevgiler, yurdum insanı; geçmiş olsun, kafanızı ütüledim, özür dilerim.