22 Temmuz 2015 Çarşamba

Osmanlıca Nedir, Nasıl Öğrenilir?

-Geornalist-


Evvela tabiri tashih edelim: Osmanlıca diye bir şey yok aslında. Bu klişe bir tabir ve bazen insanların olumsuz fikirlerini sağa sola saçmalarına da hizmet ediyor. Diğer taraftan aslında kastedilen mânâ da tek değil. Klasik Türkiye Türkçesi ve Arap Harfli Türk Yazısı diye iki farklı kavram, tek bir Osmanlıca kelimesi ile söyleniyor, bu da kafa karışıklığını arttırıyor. 

Peki "Osmanlıca" öğrenmek için ne yapmak lazım? Osmanlıca öğrenmek başka bir dil öğrenmek değildir, aksine kendi dilinizi adam gibi öğrenmenin tek yoludur. Dolayısıyla Osmanlıca öğrenmek için yapmak gerekenin, tersinden giderek- önce Türkçe'yi çok iyi öğrenmek olduğunu görebiliriz. Yani aslında önümüzdeki meselenin en büyük tarafı elifba öğrenip kelimeleri hecelemeye başlamak değil, "İmparatorluk Türkçesine" imkan nisbetinde hakim olmak. Yeni başlayanları korkutacak bir hedef göstermiş olabiliriz, ama heyecanlanacak bir şey yok, bir ucundan başlamak o kadar da zor değil, ne kadar ilerleyebileceğiniz de hedeflerinize, gayretinize, kaabiliyetinize bağlı bir husus. 

Eski yazıyı, ne kadar iyi anlarsanız o kadar iyi okuyabildiğiniz söylenir. Arap harfiyle yazılmış kelimeleri sökebilmek için, orada ne yazıyor olabileceğini tahmin edebilmek gerekir. Bu husus zaman zaman uzmanları da zorlayabilen bir meseledir. İhtisasınız Tıp Tarihi üzerine ise, tarihî tıp metinlerini nisbeten rahat okuyabildiğiniz halde, mesela siyasi-hukuki bahislerle alakalı bir metinle karşılaştığınızda okuyamamanız, anlayamamanız şaşırtıcı değil. Belirli bir maksatla Osmanlıca öğrenmek istiyorsanız, Türkçe'yi iyi bilmekle kalmayıp, o sahanın terminolojisine de hakim olmanız gerekiyor. 

İşe kolay tarafından başlamak istiyorsanız, eski metinlerin Latin harfine çevrilmiş nüshalarını okuyarak başlayabilirsiniz. Zaten bir dili öğrenmenin, eğer yazı dilinden bahsediyorsak, en iyi yolu, o dilin klasik metinlerini, güzel eserlerini okumaktır. Başta bu eserleri okurken zorlanacağınız, sık sık lugate müracaat etmek mecburiyetinde kalacağınız aşikardır, lakin emek vermeden de olmuyor...

Lisana hakim hale gelince işi büyük nisbette kolaylaştırmış oluyorsunuz, elifba kısmı sanıldığı kadar zor değil. Türkçe asıllı kelimeler, ekseriyetle belirli kaidelere göre yazılır ve Kur'an okuyabilecek kadar harfleri öğrenmiş biri, bu kelimeleri kısa bir girişten sonra okuyabilmeye başlar. Elbette ne kadar fazla pratik yaparsanız, o kadar hızlı ve hatasız okuyabilirsiniz. Farsça ve bilhassa Arapça asıllı kelimeleri okuyabilmek için, bu dillerin gramerlerine dair biraz bilgi sahibi olmak kolaylık sağlar. Osmanlıca açısından ihtiyaç duyduğunuz kısmını öğrenmeniz, o kadar da zor değil. Diğer taraftan, eğer kelime bilginiz iyiyse, gramer konusunda açığınız olsa bile, vaziyeti idare etmeniz mümkün. 

Konuyu olduğundan zor göstermek kadar, fazla kolay göstermek de hatalı. Biri size üç-beş günlük bir çalışmayla mezar taşlarını sular seller gibi okumaya başlayabileceğinizi söylerse inanmayın. Hem heveskarlar beklemedikleri bir neticeyle karşılaşınca işin ucunu bırakabiliyor, hem de aslında okuyamadığı halde okuyabildiğini sananların yalan yanlış yazıları zihinleri bulandırabiliyor. Matbu yazı okumak, el yazması okumaktan daha kolaydır. Nesih hattını okumak, Divanî hattını okumaktan daha kolaydır. Metin okumak istifli yazıları okumaktan daha kolaydır. Hedefinizi, programınızı belirleyin; size göre kolay olan kısımdan başlayın ve çalışmaya devam edin. Gayret kuldan, tevfik Allah'tan...

2 Temmuz 2015 Perşembe

enformatik alacakaranlıkta doğu türkistan / tw

doğu türkistan'dan sağlıklı haber almak zor, çin her türlü iletişim kanalını baskı altında tutuyor. haber alma anlamında alacakaranlık bir durum var, bu da olumlu veya olumsuz yönde abartılmaya imkan veren bir hal. kolayca kanallardan birini hayalci olmakla, komplo kurmakla suçlayabilirsiniz, aksini ispat etmek kolay değil. gelelim meseleye: son günlerde yeni bir büyük hadise yok, birden bire tepki patlamasına sebep olacak bir şey yok. tepkiyi organize edenler neden bu vakti seçtiler bilmiyorum. keza ortada gezen resimler de aktüel değil veya sahih değil. diğer taraftan bunları mazeret gösterip hacı yalan bunlar memleket günlük güneşlik demek de gaflet, dalalet, hiyanet... içki içme festivali gibi bir şey gerçekten yapıldı, muhtemelen ramazanda yapıldığı için tepki çekti. ama olay hangi ara ne şekilde zorla içiriyorlar şekline döndü, takip edemedim. zorla içirme diye bir şey var-yok bilmiyorum. oruç yasağı var, senelerdir var. memurlar ve öğenciler sıkı şekilde denetleniyor. namaz yasağı da var. camilere giriş çıkış ciddi şekilde denetleniyor, kısıtlanıyor. bilhassa gençler uzak tutulmaya çalışılıyor. sırf namaz kıldığınız için kendinizi terörist suçlamasıyla gözaltına alınmış bulabilirsiniz. sırf gözaltına alındığınız için de ölebileceğiniz bir ülke çin. polisi, askeri, cezaevi, mahkemesi dünyaca meşhur. son bir buçuk yıldan beri de baskılar arttı. kunmung tren istasyonunda bıçaklı bir grubun saldırısıyla çok sayıda ölen oldu. bunun gibi olaylar yüzünden veya başka bahaneleri kullanarak çin baskıyı giderek arttırıyor. zaman zaman "amatör" havası veren bir takım "terör eylemleri oluyor, vukuat eksik olmasa da hangisi nedir çözmek zor. hangisi tepesi atan vatandaş modeli fevri kalkışma, hangisi yetersiz planlanmış, az malzemeli "istişhad" eylemi, hangisi çinlilerin durduk yere maraza çıkarmasından çıkan hadiseler, uzaktan bakıp seçmek zor. ancak çin'i tanıyoruz. konuyu düzenli takip eden haber kaynakları arasında rfa ve wuc sayılabilir. bunları yanlı bulanlar olabilir, ama yanlı yansız kimse kolay haber alamıyor, her şey yolundaysa bu gizlilik neden? çin'in bazı yerlerinde işler nisbeten yolunda. baskının en yoğun olduğu yer doğu türkistan. çinli yapsa sopa yiyeceği hareketi uygur yaparsa öldürülebilir. şanhay'da, hong kong'ta hoş görülen urumçi'de ezilir. hong kong'da uzun süredir eylemler oluyor, büyük kalabalıklar toplanıyor. aynı hadise turpan'da, kaşgar'da olsa hepsi ölür. keza töngen (=hui=çinli müslüman) taifesine de nisbeten kıyak çekiliyor, onları aynı oranda ezmiyorlar. yani doğu'da büyük bir şehirde, bir iki normal yaşayabilen müslüman görmüş olsanız bile, bu türkistan hakkında fikir vermez. doğu türkistan tabii kaynaklar bakımından alabildiğine zengin, halkı alabildiğine fakir. çinli alıyor ne varsa. türkleri türkistan'dan alıp uzak bölgelere gönderiyor, çinli kalabalığını türkistan'da iskan ediyor, demografik dengeleri bozuyor, türkleri asimile etmeye, yok etmeye çalışıyor. zaman zaman büyük çaplı hadiseler ve katliamlar da oluyor, en sonuncusu bir yıl önce ramazan sonu/ bayram sırasında oldu. yarkent şehrine bağlı kasaba ve köylerde meydana gelen hadiselerde birkaç gün içinde 1000-3000 kişi öldüğü tahmin ediliyor. bölgeye girip çıkmak tetkik etmek doğrulamak mümkün değil, ancak sızan haberlere göre ve bölgenin yapısına göre hesaplanan sayı bu şekilde, ortalama 2000 kişi diye ifade ediliyor. sürekli bir gerginlik olduğu söyleniyor... bu "mutlu" ülkede herhangi bir anda başörtüsü veya sakal sebebiyle hapsedilebilirsiniz, ayyıldızlı tişört giydiğiniz için suçlu sayılabilirsiniz. namaz kılmak için bir evde toplandığınız için öldürülebilirsiniz. gözaltında kaybolursunuz, yakınlarınız toplanıp protesto etmek isterse üzerlerine ateş açılır. bu "huzurlu" ülkede her an birinin canına tak edip bıçağı çektiği gibi karakola hücum edebilir. her an küçük bir kelebekten çıkan bir hadise, bir katliam fırtınasına dönebilir... hadiseleri sağlıklı kaynaklardan takip etmek, sağlıksız tepkiler üretmemek açısından faydalı olacaktır. bazen meselenin iyi niyetli şekilde savunulma tarzı düşmana yarayabilir, dikkatli olmak gerekir.türkiye'de mantık kullanabilen az, dolayısıyla işi düzgün yapmak sıkıntı olabiliyor, bilhassa dış haber içeride tekrar üretilirken değişebiliyor, bunlara dikkat etmek lazım. mesela adamlar karakol basıyor, kendileri ölüyor, yoldan geçen masumlar ölüyor, çinli polisler de ölüyor, toplam sayı x. bizim basın bunu çinliler x kişiyi öldürdü şeklinde verebiliyor. halbuki sayıya çinliler de dahil... çok kaynak var, ama özetle rfa, wuc ve yerel basın olarak da dünya bülteni iyi... 


http://www.uyghurcongress.org/tr/

http://www.rfa.org/english/

takip edin, dua edin, allah selamet vere...