22 Ocak 2013 Salı

Çete ve Devlet


05.11.2007, Düşünce Tarlası

Orta Asyadaki devlet yapımız boylar konfederasyonu şeklindeydi. Boylar kollara ayrılıyor, o kollar başka kollara ayrılıyor, nihayet avul (oba) seviyesine kadar bölünüyor; aynı zamanda boylar birleşerek budunu teşkil ediyorlardı. Muhtelif çap ve ebatta çetelerden meydana gelen sökülür-takılır modüler bir yapı gibi düşünebiliriz bu yapıyı. Hareketli göçebe hayat tarzı için avantajları olan pratik bir sistem olmasının yanında, istikrar bakımından dezavantaj teşkil ediyordu. Kimi zaman sekiz kişilik bir çete, inat edip bütün Asya'yı peşlerine takıncaya kadar uğraşıyor, cihan devleti kuruyor; kimi zaman da boylar, oymaklar, avullar birbirine düşüyor, baskın basanın oluyor, kıyım ve göçlerin arkası kesilmiyordu. İstikrar ancak liderin karizması ve ömrüne bağlı oluyor ve yapı sürekli yapılıp bozuluyordu.

Selçuklularla birlikte bu sistem değişmeye başladı, Selçuklu iskan politikası boyları parçalayıp dağıtmak şeklindeydi. Bugün boy isimlerini taşıyan köyleri Anadolu'nun her tarafında dağınık olarak görüyoruz. Haliyle zamanla boy ve aşiret şuuru zayıfladı veya tamamen kayboldu. Avşarların boy şuurunu nisbeten de olsa hâlâ sürdürmelerinin sebebi daha geç bir dönemde sahaya girmeleri ve Selçuklu iskan politikasından kısmen kurtulmuş olmalarından kaynaklanıyor diye biliyorum. Osmanlı dönemine "sorun" olarak devredilmeleri de buna bağlı olsa gerek. Boyların nüfusları ve kuvvetlerinin farklı olması da hadiselerde rol oynamış olabilir, Avşarların bir kısmının İran'da devlet kurduğunu hatırlamak gerek.

Tarihi meselelerin, bugün için ibret teşkil eden noktası, çete zihniyetiyle istikrar arasındaki tezatı işaret etmesi. Beyin kabuğumuz, düşünme melekelerimiz devre dışı kaldığı anlarda genlerimize işlemiş bir refleksmiş gibi çeteci tavrıyla davranmaya başlıyoruz. Bu Kuvay-ı Milliye şartlarında faydalı olsa da, barış dönemleri için zararlı. Dikkat edilirse, hâlâ yüce dövletimizin, dilber demirkırasimizin anlı şanlı kurumlarını, kurumdan ziyade çete mantığıyla çalıştırdığımız görülebilir. Tafsilata hacet yok...

Kimlik kavgalarının da kısmen bu konuyla ilgisi var, çete zihniyetinin, aşiret kültürünün yaşadığı kısımları istikrarı temsil eden/ ediyor olması gereken bütüne entegre etmek daha zor oluyor.

Hiç yorum yok: