Bir yazı okuyorsunuz. Sinirleniyorsunuz. Başlıyorsunuz
bağırıp çağırmaya, itiraz etmeye... Yapmayın. Manzaradan önce pencereyi
tartışmak gerek, mantık oyunlarını fark etmeyince hiç girilmemesi gereken
tartışmalar saçma sapan yerlere doğru uzayabiliyor. Dahası da vardır,
geliştirilebilir; ama işte bu raksın figürlerinden bazıları…
*
"Falan konuda hemen herkes [yani bizimkilerin hepsi]
hemfikir" kalıbıyla gir konuya. Meali: bu tartışılmaz bir argümandır ve
kapı gibi delil olmakla kalmayıp tartışmanın çerçevesini belirleyecektir, konu
hakkında ancak zokayı yutanlar söz söyleyebilir.
Araya "somut veri" at, ne olduğu anlaşılmayan
veya sorgulanamayacak sayılar tercih sebebi, konuyla alakası olmayan verileri
de kullanabilirsin. Mesela girişteki 'herkes'i bir kişi üzerinden ifade et,
somut verileri kişinin tartışılmazlığını tescillemek için kullan, olayı 'ad
hominem'e bağla.
Doğru verileri yanlış yorumlarla bağla. Haber kutsal yorum
hür nasıl olsa, atış serbest. Mesela tabloyu doğru tasvir et, ama sebeplerini
çarpıt.
Konuyla ilgili doğruların hepsini söyleme. Mesela
muarızların kabahatlerini sayıp dök, mümkünse abart; ama muvafıklardan
bahsetme. Onların “anasını orada görenin” kim olduğunu belli etme.
Farklı iddialara yer verme veya eksilterek, çarpıtarak
hedef tahtasında yer ver. Özellikle tartışmanın kurgusuna müdahale edilmesine
fırsat verme.
Araya bir iki tehdit at, bir iki parmak bal çal. Hem
havuç, hem sopa olursa daha etkili olur. Sopa diye yazdıklarının bazıları için
sepet havası olabileceğini, havuç diye ortaya attıklarının da bazıları için
"kırk katır, kırk satır" olabileceğini sezdirme.
Sonuca giderken şah-kale açmazı kur, iddianı reddetseler
de kabul etseler de senin işine yarasın.
*
Beyanın bir kısmında da gözbağcılık var gibi görünüyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder