31 Mayıs 2014 Cumartesi

Milli mevzular / tw


kanaatimce milliyetçilerin yeri devletin yanı ve sistemin karşısı olmalı, sistem yenilenerek devlet hak ettiği yere getirilmeli. bugün olansa sisteme daha fazla yaklaşma şeklinde, olması gerekenin tam aksi. devlet dediğimizde bin yıllık bir vakıayı kastediyoruz, milliyetçiler bunun karşısında olamaz. sistem dediğimizde ise yüz-yüz elli yıllık bir zihniyeti kastediyoruz, milliyetçiler bunun yanında olamaz. önceden en azından teoride durulan nokta doğruydu, şimdi ise ölümüne muhalefet mantığıyla abes bir noktaya gelindi. "bu haldeki" devlete payanda olmanın yolu bu hali gidermektir, devletin karşısında olmak değil. fantastik olmaya gelince, ülkücü idealist demek zaten, önce ideal olmalı. ama pratikte tersine dönünce anlamı kalmıyor... kelimeleri aynı anlamda kullanmayınca anlaşmak zor oluyor.
*
işin ideali milliyetçi parti olması değil, her partinin milliyetçi olması. türk milliyetçileri ne yapmalı? "tek çözüm"siyaset mi? particilik pek bir şeyi çözmüyor, milliyetçiler her sahada bir şeyler üretmeli, muhtelif partilere de girebilirler... ama bizde particilik, çetecilik gibi tek adam mantığıyla gittiği için bir partiye girseler bile o partinin vicdanı olamıyorlar. mesele sadece milliyetçilerle de ilgili değil, toplumsal dinamiklerde hatalar var, basit reçetelerle çözülecek bir konu değil. ama bugünün ihtiyacı particilik değil, orası net. ilgilenilen bir saha olabilir en fazla... siyaset dışında yol derken "ihtilal" vb demiyorum, topluma yönelik çalışmalar, "irşad" ve "inşa" faaliyeti...
*
öksüz hoca milliyetçiliğin neden nasyonalizm olmadığını güzel yazmış, ama "millî kültürün batı kültürüyle takası" nasıl milliyetçilik oluyor, onu anlamadım...
*
bu hedefleri söylerken neden hep 2040 atlanıyor? #Turkiye2040 Selçuklu'nun 1000. yılı, uyuma vatandaş! 400 çadırdan devlet kurmamış olmamız acı ama gerçek, devlet vardı zaten, iktidardaki hanedan değişti
*
müslümancı tabirini benden önce akif emre kullanmış, zaten icat edilmiş şeyleri icat etmede üstüme yok... (gerçi ben dalga geçiyordum :) ) gerçi tanımlarımız da çelişiyor, ben tırnak içi müslüman yerine düşünmüştüm. bu durumda terim önerimi geri çekiyorum :P tırnak içi müslümanlara tırnak içi müslüman demeye devam edeceğiz bir süre daha, kusura bakmayın... :)
*
bir kısım islamcı (?) taife diyalog/ tolerans/ empati mevzuunu abarttılar, karşınızdakini anlamanız mühim de o arada kendinizi anlamayı da unutmamak lazım... zaman zaman "muhatabı anlamamak meşru bir savunma mekanizması sayılmalı mı" diye düşünüyorum... her entelektüelin bir hacı teyze danışmanı olmalı kanaatimce. münevverler için şart değil... islami mücadelemizden dolayı allah bizi afv ü mağfiret eylesin...
siz kendinizi demokrasiyle savunmaya çalışırsanız, muhatabınız da sizi demokrasi üzerinden eleştirir, sevgili islamcı aydınlarım benim, demokrasiye karışıydınız, hatırlıyor musunuz? demokrasi hidayetine mi erdiniz, yoksa aslında ne söylemeye çalıştığınızı mı unuttunuz?
*
#TesetturDergilerineHayir demekle bir şey olmaz, herkes nefsine hayır diyebilse (erkekler dahil) dergi de olmazdı, mal müşteriye satılır. dün kültürün dine muhalif olduğu sanılıyordu, bugün kültür krizi yüzünden din arada kaynıyor #TesetturDergilerineHayir
usulsüz ve üslupsuz dini hayat olmaz, o da kültürle olur; dini ideoloji sananların son durağı 7 hilalli otel #TesetturDergilerineHayir
kültürden arındırılmış soyut bir islam tasavvuru için kastıkça sakalet seviyesi yükseldi #TesetturDergilerineHayir
tesettür (!) dergisi sinektir, bataklığı görün... #TesetturDergilerineHayir
*
allah rızası için kelimeleri birbirinin yerine kullanmayın kardeşim, "ırkçı değilim müslümanım" ne gözünü seveyim? kaportacı değilim, müslümanım; eğinli değilim, müslümanım; kanarya severler derneği üyesi değilim, müslümanım... de get!.. "muhtelif siyasi kanaatlerden yalnız biri islam'a uygundur" demekten daha fenası, "muhtelif siyasi kanaatlerden yalnız biri islamdır" demek.
*
http://www.zaman.com.tr/yorum_gosteri-toplumunun-cocuklari_2093819.html
Gösteri toplumunun çocukları-nazife şişman zaman.com.tr/yorum_gosteri-… "emanet perspektifinden... Müslümanların... söyleyeceği çok şeyler olmalı"
"Bu karmaşık durumu emanet perspektifinden değerlendirecek dini ve kültürel arka planı olan Müslümanların, liberal etik yaklaşımın söyleyecek söz bulamadığı bir durumda söyleyeceği çok şeyler olmalı." (n.ş.)
müslümanların kendi dinî ve kültürel arka planlarından ne kadar haberi var? tutabilirsek sorarız, hangi konudan ne kadar haberdar olduklarını...
*
türkçülük ve islamcılığın topal seyrinden garpçılık galip çıkıyor, kültür konusunu ıskalayarak din mücadelesi veremezsiniz, dinden bağımsız kültür mücadelesi de mümkün değil. dinin mesajını batılı paradigmalar üzerinden okumaya devam ederseniz, zemin kaybınız hızla devam edecek. zühd kavramını ıskalayıp da dini eşitlik gibi batılı kavramlarla izah etmeye çalıştıkça çocuklarınız karşı çıktığınız şeye dönüşecek. skolastik din devlet millet anlayışı deyip de çocukları uzak tutmak istenen şey bu milletin omurgasıdır. içinde millet olmayan soyut bir ümmet hayali havada bir aklın yansıması, çocukları böyle yetiştirince aya da giderler fezaya da
*
demokrat müslümanlar antikapitalist müslümanlara karşı! zaten bir müslüman da ya demokrat veya kapitalist, sosyalist vb olabilirdi ya... elalem atmış kavramları sahaya, maç ediyor; müslümanlar da onun bunun peşinde top toplayıcı... kölelerle mankurtlar maç ederse, efendiler galip gelir... müslüman kelimesinin sıfat/ etiket kabul etmemesi tartışmalı bir konu, müslümanlık etiket kabul etmez, ama müslümanlar edebilir. konu diğer sıfatlarınızın müslüman sıfatı ile çelişip çelişmediği. müslümanlar farklı siyasi-fikri kamplara mensup olabilir. bir siyasi-fikri kampa mensup olup da bunun adını islam/ müslümanlık kelimesiyle söylemek de hatalı bir tavır. bu konuları aşmanın ilk adımı terim karmaşasını gidermek. "müslüman" ideolojik bir isimlendirme değildir, çok ötesindedir. ama müslümanların ideolojileri de olabilir. ikisinin farkını idrak etmek şart...
*
soldan arkadaşlar ümit hocanın bir yazısını paylaşmışlar, faşistler kıymete bindi bu ara ;)
*
waldo, ne cehennemdesin? // "waldo, ocak dışısın" (ramak kalır) // waldo, gelmiyim oraya!.. // ah be waldo, "allah müstehakkını versin" diyeceğim dilim varmıyor, sana da bana da hidayet eylesin... // quid rides, waldocuğum, de te fabula narratur; canım benim... // mecbur muyum lan ben herkesin arkasından bu da gitti diye delirmeye!? herkes vuruyor, waldo, sen öldürüyorsun. alacağın olsun...
*
hayrettin hoca "yapılanların ülkeyi şeriat düzenine götürmesinin imkansız gibi olduğu" diyor, dahası da var. ülkede ne kadar "lobi" varsa hepsi gece hidayete erseler ve sabah kalkar kalkmaz "şeriat" getirmeye niyetlenseler bile gelmez... hukuki-siyasi bir sistemin önce toplumsal altyapısının olması lazım, meseleler idrak edilip çözümleri üretilecek, hayli müşkil. hele ki "dindar" camianın bile giderek sekülerleştiği bir dönemde... türkiye'de islami bir düzenin en büyük engeli müslümanlar... isterseniz bunu mevcut "dindar" sınıf "laikliğin" teminatıdır şeklinde de ifade edebilirsiniz; allah halimizi hayreyleye...
*
asala cinayetlerinden "katil ermeniler" çıkarımı yapmak ne kadar abuksa bir kısım derin yapılanmaların yaptıklarından "katil devlet" o kadar
*
hayatı kendi nirengi noktalarımız üzerinden okumamız lazım, misal şimdi yüz kişiye sorsak, zühd nedir, itikaf nedir, ne cevap gelir? bu devirde bunlar olur mu? bu devirle kavganız yoksa, siz kimsiniz? kimin senaryosunda figüransınız? neye karşı çıktığınız tek başına anlamlı değil, niye karşı çıkıyorsun, nasıl karşı çıkıyorsun, karşındaki olmasaydı nereye varacaktın? sineklere bataklığın diliyle karşı çıkmak neye yarar? vakt, devran, tefekkür, murakabe, zühd, infak gibi kelimelerle cümle kurabiliyor musunuz? elin kelamıyla kendi meramınızı ifade edemezsiniz. elin kelamıyla ifade edebildiğiniz meram kendinizinse el olmuşsunuz demektir. bu da bir tercihtir. ama kızdıklarınıza çare olmayacak...
*
"filistin'e öyle de türkistan'a böyle mi" tarzı tarizlerle çemkirmek yanlış bir iş, hakkı tavsiye etmenin bir usulü, üslubu olmalı. sen-ben yok, senin mazlumun-benim mazlumum diye bir şey de yok, hepsi bir. bunu idrak edemeyenin kendi kifayetsizliği... ezkaza konudan haberdar olmayıp da, düzgün anlatılsa sahip çıkacak olanları meseleden soğutma tehlikesi taşıyor bu tavır. ayrıca laf attığınız zümrenin içinde pekala konuyu bilen, sahiplenenler de var, az iki dakka bi insaf edin...
*
müslümanlar zulme karşı tek yumruk (olaydı eyiydi)
*
çok şikayet edecek çok şey var, ama ben ümitliyim. 50 yıl önceyi görenler bizim dertleri dert saymıyorlar. her zigzagda paniklemeye gerek yok, hatayı işaret etmeli, ama moral bozmadan. allah kerim... o günlere dönülmez allah'ın izniyle. lakin tuz kokmaya başladı, benim endişem o...


Hiç yorum yok: