kanaatimce milliyetçilerin yeri devletin
yanı ve sistemin karşısı olmalı, sistem yenilenerek devlet hak ettiği yere
getirilmeli. bugün olansa sisteme daha fazla yaklaşma şeklinde, olması
gerekenin tam aksi. devlet dediğimizde bin yıllık bir vakıayı kastediyoruz,
milliyetçiler bunun karşısında olamaz. sistem dediğimizde ise yüz-yüz elli
yıllık bir zihniyeti kastediyoruz, milliyetçiler bunun yanında olamaz. önceden
en azından teoride durulan nokta doğruydu, şimdi ise ölümüne muhalefet mantığıyla
abes bir noktaya gelindi. "bu haldeki" devlete payanda olmanın yolu
bu hali gidermektir, devletin karşısında olmak değil. fantastik olmaya gelince,
ülkücü idealist demek zaten, önce ideal olmalı. ama pratikte tersine dönünce
anlamı kalmıyor... kelimeleri aynı anlamda kullanmayınca anlaşmak zor oluyor.
*
işin ideali milliyetçi parti olması
değil, her partinin milliyetçi olması. türk milliyetçileri ne yapmalı?
"tek çözüm"siyaset mi? particilik pek bir şeyi çözmüyor,
milliyetçiler her sahada bir şeyler üretmeli, muhtelif partilere de
girebilirler... ama bizde particilik, çetecilik gibi tek adam mantığıyla
gittiği için bir partiye girseler bile o partinin vicdanı olamıyorlar. mesele
sadece milliyetçilerle de ilgili değil, toplumsal dinamiklerde hatalar var,
basit reçetelerle çözülecek bir konu değil. ama bugünün ihtiyacı particilik
değil, orası net. ilgilenilen bir saha olabilir en fazla... siyaset dışında yol
derken "ihtilal" vb demiyorum, topluma yönelik çalışmalar,
"irşad" ve "inşa" faaliyeti...
*
öksüz hoca milliyetçiliğin neden
nasyonalizm olmadığını güzel yazmış, ama "millî kültürün batı kültürüyle
takası" nasıl milliyetçilik oluyor, onu anlamadım...
*
bu hedefleri söylerken neden hep 2040
atlanıyor? #Turkiye2040 Selçuklu'nun 1000. yılı, uyuma vatandaş! 400 çadırdan
devlet kurmamış olmamız acı ama gerçek, devlet vardı zaten, iktidardaki hanedan
değişti
*
müslümancı tabirini benden önce akif emre
kullanmış, zaten icat edilmiş şeyleri icat etmede üstüme yok... (gerçi ben
dalga geçiyordum :) ) gerçi tanımlarımız da çelişiyor, ben tırnak içi müslüman
yerine düşünmüştüm. bu durumda terim önerimi geri çekiyorum :P tırnak içi
müslümanlara tırnak içi müslüman demeye devam edeceğiz bir süre daha, kusura
bakmayın... :)
*
bir kısım islamcı (?) taife diyalog/ tolerans/
empati mevzuunu abarttılar, karşınızdakini anlamanız mühim de o arada kendinizi
anlamayı da unutmamak lazım... zaman zaman "muhatabı anlamamak meşru bir
savunma mekanizması sayılmalı mı" diye düşünüyorum... her entelektüelin
bir hacı teyze danışmanı olmalı kanaatimce. münevverler için şart değil... islami
mücadelemizden dolayı allah bizi afv ü mağfiret eylesin...
siz kendinizi demokrasiyle savunmaya
çalışırsanız, muhatabınız da sizi demokrasi üzerinden eleştirir, sevgili
islamcı aydınlarım benim, demokrasiye karışıydınız, hatırlıyor musunuz?
demokrasi hidayetine mi erdiniz, yoksa aslında ne söylemeye çalıştığınızı mı
unuttunuz?
*
#TesetturDergilerineHayir demekle bir şey
olmaz, herkes nefsine hayır diyebilse (erkekler dahil) dergi de olmazdı, mal
müşteriye satılır. dün kültürün dine muhalif olduğu sanılıyordu, bugün kültür
krizi yüzünden din arada kaynıyor #TesetturDergilerineHayir
usulsüz ve üslupsuz dini hayat olmaz, o
da kültürle olur; dini ideoloji sananların son durağı 7 hilalli otel
#TesetturDergilerineHayir
kültürden arındırılmış soyut bir islam
tasavvuru için kastıkça sakalet seviyesi yükseldi #TesetturDergilerineHayir
tesettür (!) dergisi sinektir, bataklığı
görün... #TesetturDergilerineHayir
*
allah rızası için kelimeleri birbirinin
yerine kullanmayın kardeşim, "ırkçı değilim müslümanım" ne gözünü
seveyim? kaportacı değilim, müslümanım; eğinli değilim, müslümanım; kanarya
severler derneği üyesi değilim, müslümanım... de get!.. "muhtelif siyasi
kanaatlerden yalnız biri islam'a uygundur" demekten daha fenası,
"muhtelif siyasi kanaatlerden yalnız biri islamdır" demek.
*
http://www.zaman.com.tr/yorum_gosteri-toplumunun-cocuklari_2093819.html
Gösteri toplumunun çocukları-nazife
şişman zaman.com.tr/yorum_gosteri-… "emanet perspektifinden... Müslümanların...
söyleyeceği çok şeyler olmalı"
"Bu karmaşık durumu emanet
perspektifinden değerlendirecek dini ve kültürel arka planı olan Müslümanların,
liberal etik yaklaşımın söyleyecek söz bulamadığı bir durumda söyleyeceği çok
şeyler olmalı." (n.ş.)
müslümanların kendi dinî ve kültürel arka
planlarından ne kadar haberi var? tutabilirsek sorarız, hangi konudan ne kadar
haberdar olduklarını...
*
türkçülük ve islamcılığın topal seyrinden
garpçılık galip çıkıyor, kültür konusunu ıskalayarak din mücadelesi
veremezsiniz, dinden bağımsız kültür mücadelesi de mümkün değil. dinin mesajını
batılı paradigmalar üzerinden okumaya devam ederseniz, zemin kaybınız hızla
devam edecek. zühd kavramını ıskalayıp da dini eşitlik gibi batılı kavramlarla
izah etmeye çalıştıkça çocuklarınız karşı çıktığınız şeye dönüşecek. skolastik
din devlet millet anlayışı deyip de çocukları uzak tutmak istenen şey bu
milletin omurgasıdır. içinde millet olmayan soyut bir ümmet hayali havada bir
aklın yansıması, çocukları böyle yetiştirince aya da giderler fezaya da
*
demokrat müslümanlar antikapitalist
müslümanlara karşı! zaten bir müslüman da ya demokrat veya kapitalist,
sosyalist vb olabilirdi ya... elalem atmış kavramları sahaya, maç ediyor;
müslümanlar da onun bunun peşinde top toplayıcı... kölelerle mankurtlar maç
ederse, efendiler galip gelir... müslüman kelimesinin sıfat/ etiket kabul
etmemesi tartışmalı bir konu, müslümanlık etiket kabul etmez, ama müslümanlar
edebilir. konu diğer sıfatlarınızın müslüman sıfatı ile çelişip çelişmediği.
müslümanlar farklı siyasi-fikri kamplara mensup olabilir. bir siyasi-fikri
kampa mensup olup da bunun adını islam/ müslümanlık kelimesiyle söylemek de
hatalı bir tavır. bu konuları aşmanın ilk adımı terim karmaşasını gidermek.
"müslüman" ideolojik bir isimlendirme değildir, çok ötesindedir. ama
müslümanların ideolojileri de olabilir. ikisinin farkını idrak etmek şart...
*
soldan arkadaşlar ümit hocanın bir
yazısını paylaşmışlar, faşistler kıymete bindi bu ara ;)
*
waldo, ne cehennemdesin? // "waldo,
ocak dışısın" (ramak kalır) // waldo, gelmiyim oraya!.. // ah be waldo,
"allah müstehakkını versin" diyeceğim dilim varmıyor, sana da bana da
hidayet eylesin... // quid rides, waldocuğum, de te fabula narratur; canım
benim... // mecbur muyum lan ben herkesin arkasından bu da gitti diye
delirmeye!? herkes vuruyor, waldo, sen öldürüyorsun. alacağın olsun...
*
hayrettin hoca "yapılanların ülkeyi
şeriat düzenine götürmesinin imkansız gibi olduğu" diyor, dahası da var. ülkede
ne kadar "lobi" varsa hepsi gece hidayete erseler ve sabah kalkar
kalkmaz "şeriat" getirmeye niyetlenseler bile gelmez... hukuki-siyasi
bir sistemin önce toplumsal altyapısının olması lazım, meseleler idrak edilip
çözümleri üretilecek, hayli müşkil. hele ki "dindar" camianın bile
giderek sekülerleştiği bir dönemde... türkiye'de islami bir düzenin en büyük
engeli müslümanlar... isterseniz bunu mevcut "dindar" sınıf
"laikliğin" teminatıdır şeklinde de ifade edebilirsiniz; allah
halimizi hayreyleye...
*
asala cinayetlerinden "katil
ermeniler" çıkarımı yapmak ne kadar abuksa bir kısım derin yapılanmaların
yaptıklarından "katil devlet" o kadar
*
hayatı kendi nirengi noktalarımız
üzerinden okumamız lazım, misal şimdi yüz kişiye sorsak, zühd nedir, itikaf
nedir, ne cevap gelir? bu devirde bunlar olur mu? bu devirle kavganız yoksa,
siz kimsiniz? kimin senaryosunda figüransınız? neye karşı çıktığınız tek başına
anlamlı değil, niye karşı çıkıyorsun, nasıl karşı çıkıyorsun, karşındaki
olmasaydı nereye varacaktın? sineklere bataklığın diliyle karşı çıkmak neye
yarar? vakt, devran, tefekkür, murakabe, zühd, infak gibi kelimelerle cümle
kurabiliyor musunuz? elin kelamıyla kendi meramınızı ifade edemezsiniz. elin
kelamıyla ifade edebildiğiniz meram kendinizinse el olmuşsunuz demektir. bu da
bir tercihtir. ama kızdıklarınıza çare olmayacak...
*
"filistin'e öyle de türkistan'a
böyle mi" tarzı tarizlerle çemkirmek yanlış bir iş, hakkı tavsiye etmenin
bir usulü, üslubu olmalı. sen-ben yok, senin mazlumun-benim mazlumum diye bir
şey de yok, hepsi bir. bunu idrak edemeyenin kendi kifayetsizliği... ezkaza
konudan haberdar olmayıp da, düzgün anlatılsa sahip çıkacak olanları meseleden
soğutma tehlikesi taşıyor bu tavır. ayrıca laf attığınız zümrenin içinde pekala
konuyu bilen, sahiplenenler de var, az iki dakka bi insaf edin...
*
müslümanlar zulme karşı tek yumruk
(olaydı eyiydi)
*
çok şikayet edecek çok şey var, ama ben
ümitliyim. 50 yıl önceyi görenler bizim dertleri dert saymıyorlar. her zigzagda
paniklemeye gerek yok, hatayı işaret etmeli, ama moral bozmadan. allah kerim...
o günlere dönülmez allah'ın izniyle. lakin tuz kokmaya başladı, benim endişem
o...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder