15 Şubat 2015 Pazar

Şiddet, Duyarlılık, Maneviyat, Cemiyet / tw+


Semptom: hastalığın arazı, belirtisi. Etiyoloji: hastalığın sebebi. Mesela bir kısım safra yolları veya karaciğer hastalıklarında ciltte sarılık denen bir belirti ortaya çıkar. Hastalık ciltte değildir. Tedaviyi hastanın cildine uygulamazsınız. "Sarılık" bir hastalık değildir.

Ne zaman vahim bir hadise olsa, bir sürü insan duyarlılıklarını göstermek için sıraya giriyor, ama bir süre sonra konu unutuluyor ve herkes yatışıyor, yeni bir hadiseye kadar. Hiçbir zaman problemi teşhis etme gayretimiz olmuyor, teklif edilen çözümler de genellikle pansuman seviyesinde kalıyor.

Türkiye'de son bir asırda her türden suçun artış göstermesinin temel sebepleri: maneviyat alanında erozyon ve sosyal çözülme. Cezaların suçla mütenasip hale getirilmesi caydırıcı olur, önemli bir tedbirdir muhakkak, ama problemi çözmez. Bataklık her zaman gözümüzün önünde duruyor, ama biz sadece sinek bizi ısırınca ve sadece sineğe tepki gösteriyoruz.

Şiddet insan tabiatının bir parçasıdır, yok edilemez, ıslah edilmesi ve olumlu yönde kanalize edilmesi gerekir. Otokontrol mekanizmalarının gelişmesi vicdan terbiyesiyle (eğitim değil) olur, ancak değerleri olan insanlar kendilerini kontrol etme ihtiyacı duyabilir, değer terbiyesi insana bir pusula sağlar. Değer terbiyesi sosyalizasyon süreci içinde cemiyet tarafından verilebilir, başka bir aktarılma yolu yoktur. Cemiyet bağlarının güçlü olması, otokontrol yanında sosyal kontrolü de sağlar. İnsanların kalabalıkta kaybolmak yerine bir ağ içinde yaşamaları gerekli...

Geleneksel cemiyet düzeninde insanlar bir ağ içinde yaşardı, akrabalar, yakınlar, mahalleli; büyük ve küçüğün belli olduğu, herkesin birbirinden sorumlu olduğu bir hayatı sürdürürdü. Değerler terbiyesi bu ağ içinde verilir, uygulaması bu ağ tarafından denetlenirdi. Batılılaşma, metropolleşme, sanayileşme süreçleri boyunca bu ağ zarar gördü. Dinî ve örfî değerler sorgulanır hale geldi. Kendimizden uzaklaştık, ama Batı’nın bireysel ahlâk anlayışını da alamadık, Batı’nın kurduğu kontrol mekanizmalarını da kuramadık. Kurabilseydik de çok bir faydası olmazdı, Batı’da da suç oranları düşük değil. Bir şey yapacaksak, bu konuya eğilmemiz gerekiyor.

Meselenin maddi cihetinde ise gelir dağılımındaki eşitsizlik ve bu orman kanunu hayatının medya yoluyla insanların üzerine boca edilmesi yer alıyor. Sorumsuz bir şekilde çok kazanmak ve daha da sorumsuz bir şekilde çok harcamak sürekli insanların gözlerine sokuluyor, bu hayat tarzına kavuşabilmek için önüne çıkanı ezip geçmeye hazır nesiller, bilendikçe bileniyor. Başarısız olanların patlamaya hazır bombaya dönmesine zemin hazırlanıyor.


Manzarayı görmek için birilerinin ellerine geçirdiklerini iğfal etmesine, korkunç cinayetler işlemesine gerek yok. Şiddet kültürünün kaynadığı büyük bir apse olarak, futbol kültürü ortada. Birilerinin başkalarının canını yakmaktan haz duyduğu bir topluluk sizi dehşete düşürmüyorsa, resmi tam göremiyorsunuz demektir. Üçüncü sayfa ile arka sayfa aynı vahametin iki farklı arazı. Sokak çocukları, madde bağımlıları, kapkaççılar, trafik canavarları, amigolar, fanatikler, medya patronları, “sanatçılar” (!), mafya, hayali ihracatçılar, ihale canavarları hep aynı hastalığın arazları…

1 yorum:

Sirkencubin dedi ki...

bana ne giyeceğimi değil, oğluna tecavüz etmemeyi öğret geyiği var bir de, onu da başka bir gün tahlil ederiz...
vicdan terbiyesi almamış, sosyal kontrolün dışında, maddiyat piramidinin dibine yuvarlanmış birini,
bir de sürekli cinsel tahrik bombardımanına maruz bırakırsanız ne olur? biz hep bardağı taşıran damlanın peşindeyiz...
[Günün manşeti Vatan'dan: 'Bir daha erkek eli değmesin diye'] -> bu da ayrı bir soytarılık: varoluşsal çatışma kurguları cilt n+1: cinsiyet savaşları...
konu hakkında ayrıca kabile kültürünü de hesaba eklemek gerekiyor: "varoş" üzerinden yayılan ve ötekini nesneleştiren bir kültür...
bir de "suç aletine el konsun" muhabbeti döndü, bu da ayrı bir vehamet. vahşete "meşru" kılıf geçirince sorun olmaktan çıkıyor mu?
merhametsizlik bizi ürpertmiyor mu? işkence bir ceza değildir, "gerekiyorsa" işin o kısmını zebanilere bırakın...
özetle gazetenin 3. sayfası, spor sayfası, magazin sayfası, siyaset sayfası birbirine bağlı ve okuyucu da çemberin dışında değil...