bu aslında abartıp çok uzun yazdığım başka bir yazının bir kısmı. durmadan aynı yazının aynı yerine gönderme yapmaktan bıktığım için bu kısmı ayrı olarak tekrar neşrediyorum.
16 punto yaptım bak, gözünüzü seveyim, okuyun, adamın asabını bozmayın...
*
Yine bir misal olarak, birkaç sene
önce vuku bulan bir hadiseyle alakalı olarak gösterilen taraftarlık ve
karşıtlık tepkilerini ele alabiliriz. Muhtemelen herkes hatırlayacaktır, hayli
yaşlı bir “amcanın” çok küçük yaşta bir kızı taaddüt-i zevcat suretiyle
nikahlaması üzerine epey bir tartışma yaşanmıştı. Yaşlı zat, hasbelkader
“muhafazakar” cenahı temsil iddiasında bulunan bir yazardı ve yazdığı
mevkuteden bazı kişiler bu şahsı destekler vaziyet almışlardı. Buna mukabil, “muhafazakar”
cenahtan bir çok kişi ve bilhassa hanımlar, “muhafazakarlığa” karşı çıkan pek
çok kişiyle birlikte şahsı ciddi bir eleştiri yağmuruna tutmuştu. Peki sayıca
tarafları birbirine denk olmasa da, aynı cenahı ikiye bölen bu ihtilafta kim
haklıydı? Görebildiğim kadarıyla iki taraf da haklı değildi, şahsın savunulacak
tarafı yoktu ve savunanlar elbette haksızdı, ama eleştirenler de hatalı bir
noktada duruyorlardı. Eleştirilerin dayandığı esas argüman, kızın yaşıyla
alakalıydı: kız 14 yaşındaydı, yani “çocuk” idi ve iddiaya göre pedofili tabir
olunan sapıklık icra edilmiş bulunmaktaydı. Bir kere, aslında konumuzla çok da
alakası olmamakla beraber, DSM IV-TR adlı psikiyatrik hastalıklar teşhis
rehberinde, pedofili için belirtilen üst yaş sınırı 13, yani “teknik olarak”
ortada pedofili olarak vasıflandırılabilecek bir durum yoktu. Diğer taraftan, yine
konumuzla çok alakası olmasa da, gerçekten pedofili olup olmadığı hususunda bir
kanaat edinebilmek için, şahısla psikiyatrik bir görüşme yaparak, kızı “çocuk”
olarak algıladığı için mi tercih ettiğini, yoksa “genç bir kadın” gibi mi
algıladığını anlamak gerekiyordu. Her halükarda, 7-8 yaşlarında bir çocuğu
parktan kaçırıp tecavüz etmekle, 14 yaşında “baliğa” biriyle izdivaç etmek
arasında bir fark olduğu aşikardı. Böyle bir fark sözkonusu edilince, şahsın
eleştirilebilecek tarafı kalmamış mı oluyordu? Hayır. Çok ciddi noktalar vardı,
fakat görebildiğim kadarıyla hiçbiri gündeme gelmedi. Şahsı eleştirenler
“pedofili” kavramına dört elle sarıldılar ve bunu yaparken, aslında kendi
zeminlerinin altını oyduklarının, başkalarının değirmenine su taşıdıklarının
farkına varmadılar. Aslen İslam karşıtı olan ve hadiseyi de çamur atmak için
vesile bilen birçok kişi, İslam fıkhında baliğ ve baliğa kişilerin
evlenebilmesine dair hüküm bulunduğundan hareketle, “pedofili = 14, 14 = İslam;
o halde pedofili = İslam” gibi bir kıyas yürüttüler. “Muhafazakarlar” arasında
şahsı savunanlar, İslam fıkhını savunmak gibi bir saikle, şahsın hatasını da
savunurken, İslam karşıtlarıyla aynı argümanla şahsı eleştirenler de, İslam
karşıtlarının kalabalığını sayıca arttırmak durumuna düştüklerini fark
etmediler. Halbuki herkesi doğru suçla yargılamak gerekiyordu, iki farklı suçun
cezası aynı olsa bile, hüküm doğru verilmeliydi. Peki neydi, bilcümle
“muhafazakar” kanadın gözden kaçırdığı hususlar? Birincisi taaddüt-i zevcat ile
alakalı ruhsatı kullanacak kişinin, eşleri arasında adaleti gözetmesi gerekir. Halbuki
bunun kanunen yasak olduğu bir yerde, eşlerden sadece biri kanuni statüye sahip
olabilirken, diğeri veya diğerleri “kaçak” durumunda kalacaktır, bu durumda
adaletten bahsetmek zordur. İkincisi nikahta kefaet şartı aranır, kefaetin
muhtevası örfe göre belirlenir ve kamu vicdanında galeyan uyandıran bir
izdivaçta kefaet olduğunu söylemek de zordur. Diğer bir husus, ebeveynini ikna
ederek, bir kişiyi zorla nikahlamak ne derecede ahlakî bir tavırdır, sorgulanabilir.
Baliğ ve baliğa kişilerin nikahlanmasıyla alakalı serbestlik, sözkonusu
toplumda, erken yaşta evlenmenin mahzurları sözkonusuysa, daraltılabilir mi, bu
hususta fıkıhçılara danışılması icap ederdi, lakin böyle bir tartışmaya da
rastlamadım. Kızın yaşının çok küçük olması yanında, şahsın da çok yaşlı olması,
meselenin ciddiyetini arttıran bir noktaydı, sadece kızın yaşına odaklanılmakla
bu da gözden kaçırılmış oldu. Faraza, 14 yaşında bir kız, 16 yaşında biriyle
nikahlanmış olsaydı, insanlar aynı mertebede rahatsız olmayacaklardı. Hatta 14 yaşında
bir kızla 16 yaşında bir erkek arasında nikahsız beraberlik sözkonusu olsaydı, karşı
çıkanlardan bir kısmı bunu özgürlük başlığı altında savunabilirdi, en azından
aynı şiddette tepki göstermeyebilirlerdi. Uzun lafın kısası, aynı şahsı, aynı
fiili eleştirenlerin tamamının aynı noktada durması şart değil, her hadiseye
kendi gözünüzle, kendi açınızdan bakmanız gerekir, elalemin argümanlarıyla yola
çıkarsanız, ya yolda kalırsınız veya yanlış yerlere gidersiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder