Fransızların İslamofobik hareketleri tarz olarak bizdeki
laiklik uygulamalarına çok benziyor: dini yasaklarda devekuşu modeli. Plajda
“burkini” (=haşema) giymeyi yasaklamakla “Radikal İslam” karşısında nasıl bir
başarı kazanabilirsiniz ki? Birincisi bunlar radikal falan değil, bilakis Batı
tarzı hayata az-çok adapte olmuş, ama bu arada bir takım İslamî değerlerden de
vazgeçmemeye çalışan kişiler. Yani bu yasakla aslında ve sadece kendilerine en
fazla yaklaşmış olan kişileri etkileyebiliyorlar. İkincisi bu insanları
plajlara girmekten men etmek, “problemi” halının altına süpürmekten başka bir
şey değil, siz görmediğinizde bu kişiler ortadan kaybolmuyorlar. Üçüncüsü bu
tarz yasaklar radikal denen kesimleri besleyen hareketler. Akıl var, mantık
var, ama görünüşe göre Fransızlarda pek yok galiba. Fransa yeni
"tedbirler" düşünürken, Almanya kararsız, başörtüsünü yasaklasalar mı
diye düşünüyorlar. Biri şunlara İslamiyeti bu şekilde baskı altına almaya
çalışmanın Türkiye’de ne gibi neticeler verdiğini anlatsın lütfen.
Allah Fransızları bildiği gibi yapsın, biz yine Türkiye’ye
dönelim. Şaka maka ilk defa bir konuda Batı'nın önündeyiz: başörtüsü yasağı.
Gurur (!) duyalım. Türkiyedeki baskıcı hareketleri sadece Türkiye’de görmüş
olsaydık, laiklik adına yapılanları bize has bir saçmalık sayabilirdik. Halbuki
şimdi aynını Fransa’da, yani işin kaynağında da görüyoruz. Demek ki bu "o
ideolojinin" doğal sonucu: Pozitivizm. Bizim Jöntürklerin Fransa merakı ve
İttihatçıların “Garpçı” kanadının Fransız İhtilali hayalleri içinde yetişen
gençler olduğu malumdur. Teknik konularda Almanlardan ne kadar fazla istifade
etmişsek, sosyal konularda da Türk entelinin ana kaynağı Fransa. Auguste Comte
kafası hâlâ üniversitelerimizde bir hayalet olarak yaşıyor (bkz: papyonlu bir
pğöfesöğ). Anglosaksonların sekülarizm kelimesi yerine Fransızca laiklik
kelimesinin seçilmesi de tesadüf değil elbet.
Diğer taraftan Britanya’ya baktığımızda -hani şu demokrasinin
beşiği olan- Müslümanlar için Şeriat mahkemelerinin olduğunu görüyoruz. Bu
varken başka misale gerek yok, ama bu günlerde İskoçya polis üniformasında
başörtüsünü kabul etti, Fransızlara nazire yapar gibi. Britanya’da İslamofobi
yok diyemeyiz elbette, ama neticede “The Continent” (=Kıta Avrupası) ile Anglosakson dünyası arasında bir anlayış
farkı görüyoruz.
Varmak istediğim nokta şu, madem Türkiye’de Jöntürklerle “Kalın
Türkler” birbirini kesmeden yaşamak zorunda ve bir “Millî Mutabakat” havası
yakalamış olduğumuz şu günlerde, bir zamanlar birilerinin can simidi gibi sarılmış
olduğu “Ilımlı İslam” projesi de FETÖ ile birlikte -umarım- tarihin çöplüğüne
atılmış bulunmakta, bir arada yaşama pratiğini güçlendirmek adına “Laik Kesim”
bir “Ilımlı Laiklik” açılımı yapsa ya? Bakın Fransızlara ne kadar komik
duruyorlar, sizce de öyle değil mi?
Bu arada “La Féteu” de Fransız devletine sızmaya çalışabilir,
orada uygun bir alan varmış gibi duruyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder