akp oyları "akp'nin alternatifi ne" sualinin şekillendirdiği
bir koalisyon manzarası arz ediyor. 2007'de ak parti oyları %30'lar civarında
seyrediyordu. malum krizlerin ardından fırladı. akp politikalarını, tek adam
tavrını, otoriter duruşu ve daha bir çok şeyi desteklemeyen, ama her şeye
rağmen ak parti'yi karşısındaki alternatiflerden ehven gören, "denize
düşen yılana sarılır" mantığıyla destekleyen bir grup var. anayasa
değişikliği ile alakalı oylamada bu koalisyon azami seviyesini bulmuştu. ancak
geçen zaman zarfında, başbakan aleyhindeki kanaatler güçlenmeye başladı.
"akp'nin karşısındaki mevzii" dolduran "cunta" gibi
"tek parti zihniyeti" gibi klasik faktörlere, gezi parkı olayları
eklendi, cemaat-parti çekişmesinde, cemaate atfedilen "devlet-millet
aleyhtarı" hareketler bunlara eklendi ve "ak parti'nin ak parti'den
rahatsız seçmeni" arasında fazla bir çözülme yaşanmadı, zira "bunlar
gitsin de şunlar mı gelsin" suali kabak gibi ortada durmaktaydı.
başbakan'ı sevmeyen bir sürü kişi var, bunların bir kısmı chp'den daha fazla
rahatsız oldukları için yine de başbakan'a oy veriyorlar. bu konu ile ilgili
bir saha araştırmasına rastlamadım hiç, dolayısıyla sayıları, nisbetleri belli
değil, neticeyi ne kadar etkileyecekleri belli değil, ama böyle bir grup
mevcut.
ekmeleddin ihsanoğlu cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olarak
başbakan'ın karşısına çıkarsa ne olur? bunu kestirmek kolay değil, ama ilk defa
karşımıza çıkan bir durum sözkonusu: ilk defa akp'nin karşısına "akp ile
aynı türden" bir alternatif çıkıyor. bu yenilik netice üzerinde etkili olabilir.
"ekmeleddin hoca seçimi alır" demek abartılı belki, ama
"başbakan'ın karşısında hiç şansı yok" demek de abartılı. bekleyip
görmek gerekiyor.
ekmeleddin hoca için en büyük handikap, mısırdaki darbe
sırasındaki "pasif" duruşu, "darbe ve sisi taraftarı" bir
görüntü vermiş olması kanaatindeyim. diğer taraftan başbakan için de ucunun
nereye varacağı belli olmayan bir açılım handikapı var. daha önceki dönemde
başbakan'ın açılımı "aslen mhp'li olan akp seçmeni" tarafından bile
tahminin üzerinde bir destek gördü, ama son zamanlardaki hadiseler, bayrağın indirilmesi meselesi (komplo
teorisyenliğini ele alırsak bunun seçim için bir hazırlık olduğunu bile
üfürebiliriz), teröristlerin yol kesmesi, adam kaçırması, gaspta bulunması, birilerinin
"kck kimliği" ile araç durdurup kontrol yapması gibi meseleler bu
konuda yeni tereddütler doğmasına sebep olabilir.
diğer bir fark da başbakan seçmekle cumhurbaşkanı seçmek
arasındaki fark. akp'nin anayasa oylamasında aldığı yüksek desteğin, bu
oylamanın hükumet belirleyecek bir oylama olmamasıyla da açıklayabiliriz. aynı
durum cumhurbaşkanlığı seçiminde de kısmen de olsa var. chp'ye ve mhp'ye oy
vermek istemeyenler, chp ve mhp'nin desteklediği cumhurbaşkanı adayına oy
vermekle, chp veya mhp'ye oy vermiş olmayacaklar. cumhurbaşkanlığı nisbeten
sembolik bir görev ve bu makama oturacak kişinin "işini bilen, becerikli,
güçlü biri" imajı taşıması da başbakanlık seçimindeki kadar ön planda
olmayacaktır. aksine "mülayim, uzlaştırıcı" bir imajın olumlu etkisi
de olabilir. ekmeleddin hoca başbakanlık seçimi için başbakan'ın karşısına
çıkmış olsaydı, gerçekten şansı olmazdı; ama "abdullah gül tarzının"
devamını tercih edenler, cumhurbaşkanlığının fiilen başkanlık halini almasını
istemeyenler destekleyebilirler.
ak parti'nin gerçekten başbakan'a inanan kemik bir seçmen
kitlesi var, lakin bu partiye oy verenler bunlardan ibaret değil. nisbeti belli
olmasa da belli bir emanet oy sözkonusu ve ekmeleddin ihsanoğlu, başbakan'a her
seferinde -ne hikmetse başbakan tarafından hiç fark edilmeyen, önemsenmeyen-
bir muhalefet şerhi koyarak oy verenler için uygun bir seçenek olabilir.
anayasa mahkemesine inat başbakan'ı destekleyenler, başbakan'a inat ekmeleddin
hocayı destekleyebilir, bu ihtimali göz önünde bulundurmak yerinde olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder