8 Aralık 2014 Pazartesi

hâlâ osmanlıca / not

klasik türkiye türkçesi nedir bilmiyorsanız, google'layınız. yalnız klasik osmanlı türkçesi diye arayacaksınız, zira konuyla ilgili eski ve maalesef hâlâ yaygın olan terim bu. aslında olay "osmanlı" değil, selçuklu, beylikler, osmanlı ve cumhuriyet dönemleri birbirini takip eden dönemlerle bir bütünlük arz ediyor; dönemler bu bütünün dönemleri. o yüzden eski anadolu türkçesi ve klasik osmanlı türkçesi tabirlerinin yerine eski türkiye türkçesi ve klasik türkiye türkçesi tabirleri bulundu. 

mesele basit bir alfabe değişikliği değil, birincisi alfabe değişikliği basit bir şey değil, ikincisi konu alfabe değişikliği ile de kalmadı dil devrimi diye bir saçmalık yapıldı üstüne, o da yetmedi yıllar boyunca eğitim ideolojik bir bakış açısıyla yönlendirildi, gençler "osmanlıca" adı altında, "divan edebiyatı" adı altında türkçe'den nefret ettirildi. ingilizlerin  kendi klasik edebiyatlarıyla sorunları olmaz tabii, ne dil devrimi yapan oldu ingiltere'de, ne alfabe devrimi, ne de gençleri klasik edebiyattan nefret ettirmek için özel olarak programlanmış bir eğitim sistemleri var. 

özet: osmanlıca diye ayrı bir dil yok, kendine has bazı vasıflarıyla şu anda kullandığımız dilin bir devresi sözkonusu ve bu devre ile bağlantının koparılması için ne gerekiyorsa yapıldı. ingiltere'de işçi partisinin shakespeare'i unutturmak için yırtındığını tahayyül edin, öyle bir şey...

Hiç yorum yok: