20 Aralık 2014 Cumartesi

Nergenekon Contası / tw


allah'ın adeti bir şeyi yükseltirse tekrar alçaltır, dün tepemize çıkanlar bugün yerde; bugün tepede olanlar da ibret alsın bu işten...
*
böl yönet politikası "cunta bize zulmetti, ama olsun, bizi onlardan koruyor" içimizde yaşıyor... bkz: stockholm
bir de varoluşsal bakımdan cuntanın tarafında olanlar var tabii, onlar ayrı
devletle sistemi, orduyla cuntayı birbirinden ayıramadığınız sürece bu kör dövüşü sürecek; sizi birbirinize boğazlatacak birileri çıkacak...
bu kadar karikatürvari düşünmeyin. bir tarafı iyi diğer tarafı kötü kodlayıp kimini oraya kimini buraya atmakla bitmez bu hikaye
hükumet devlet düşmanlarının yanında o zaman paşalar devlet dostu diye bir şey yok, hükumet kürtlerin yanında o zaman askerler hain de yok
hükumetin iyi icraatı da vardır, kötü de. ordu iyidir, ama askerlerden bazısı suç işlemiş olabilir. devlet iyidir, memurlar suç işleyebilir
hükumetin açılım politikasını yanlış bulabilirsiniz, buradan "hükumet yanlıştır", o halde hükumete karşı olan her şey doğrudur sonucu çıkmaz
rejimi savunuyor olabilirsiniz, ama rejim adına işlenen suçları da mı savunuyorsunuz? iyi düşünün. aynı mantık sizi de vurur bir gün...
hele milliyetçi geçinenler? kardeşim senin ne işin var cuntayla, darbeciyle, rejimin adamıyla, kemalistle, dinsiz imansızla? ÇÜŞ! o kadar!..
ha, yargıda teknik hata vardır deyin, usulde hata vardır deyin, araya kaynatılanlar olmuş deyin, bunlar başka şeyler...
"kategorik olarak" davaya karşı çıkanlar ya sağlam gafil veya hainin önde gideni. kimse zulmün tarafında durmasın...
haa, havai fişek atanlar; dinin nezaket, nezafet, üslup, adap gibi kısımlarından nasipsiz olduğunuzu biliyoruz zaten, devam edin...
örgüt hayali, darbeleri rüyamızda gördük, milleti ezenler masaldı, islamcılar itilafçı. peki.
islamcılar içinde itilafçı bir damar varsa, bundan islamcılar itilafçı sonucunu çıkaralım; o zaman da türkçüler ittihatçı olmalı demek ki...
bu hükumet mekke müşriklerini mahkemeye verse ebu cehil'i savunacak adamlar var ya, insaf.
mahkemeyi, delili, örgütü bilmem kardeşim, kemal alemdaroğlu'nun suç işlediğini gözümle gördüm, ceza haktır. maval okumayın...
odatv'cilerle stv'ciler birbirini götürse de rahatlasak
*
çarpıtma. ortada bir suç var diyorum. hukuki detayları bilmesem de suçun işlendiğinden haberdarım,
suçlar işlenirken herkes gördü, ama ceza kesilince birileri kıvırıyor... kaç arabada bomba patladı? kaç kişi ordudan atıldı?
sayfalarca yazarız da, mağdur edebiyatı oluyor sonra; gerek yok. bu kadar sene milletin tepesine teyzemin oğlu mu bindi?
ergenekon olmasa da olur demedim. incelemediğim için hukuki kısımlar hakkında fikir beyan etmiyorum,
bir örgüt olmadan bu kadar işin yapılmış olması mümkün değil kanaatim örgütün var olduğu. ama bunu bilmesek bile bildiğimiz var
bunlar "kötü" gebersin demedim. suçun işlendiğini biliyorum, ceza alması da doğru dedim.
kemal alemdaroğluna iftira edilmediğine şahitim.
hala aynı şeyi söylüyorsun. suç var mı? var. ceza hak mı? hak. gerisini tartışmıyorum.
niye tartışmıyorum, konuyu incelemediğim için. önemsiz diye değil. başka türlü düşündüğümden değil. sadece bilmiyorum. uzatma
orasını hukuk bilgisi olanlar tartışsın, benim alanım ve bilgi sahibi olduğum bir konu değil.
*
bilmiyorum, belki siz de, can dündar gibi, ergenekon deyince altından "dincilerin, ülkücülerin" çıkacağını bekliyordunuz, ondan mahzunsusuz
davayı teknik sebeplerle eleştirmek başka, "dinciler vatanseverleri eziyo" kafasıyla kategorik olarak karşı çıkmak başka, anlatamadık...
suçun işlendiğini biliyorum. belki "adil" yargılansalardı delil yetersizliğinden beraat edeceklerdi. bunu söyleyemem, bilgim yeterli değil
hayali bir suça ceza uydurulmadığını adım gibi biliyorum. arada suçsuzlar var mı yok mu bilmiyorum, ama bunu söylemek başka "hayal" bambaşka
şunu da söyleyelim, "suç" durumdan vazife çıkarıp sempatizanlıktan militanlığa tuzlukla koşmak olsaydı, cezaevleri yetmezdi hepsine
davayı teknik yönden eleştirmekle bundan ideolojik bir söylem çıkarmak arasında çok fark var
beni usulsüz mülakattan geçiren adamı aklıyorsun, arkamdan eşi başörtülü mü diye tahkik edeni aklıyorsun,
ilahiyat mezunu diye kampanya açılıp hakkı yenen adamı dışlayanları aklıyorsun "tarikatçı" gazına gelip hakkımda soruşturma açanı aklıyorsun
namaz kılanları ordudan atanları aklıyorsun, bir sürü suikastı aklıyorsun, kızları okul kapısından kovanları aklıyorsun, iyi düşün
davayı eleştirmek başka, bunlar dinci, bunların mahkemesi böyle ole kafasıyla bodoslama girmek bambaşka, allah akıl fikir versin...
mahkeme süresince yanlışlar yapıldığını söyleyen ciddiye alınabilir, tamamen temelsiz ve hayali olduğunu söyleyen değil...
mahkemenin uluslararası hadiselerle alakası kurulabilir, o takdirde çıkacak sonuç şudur: birileri ihaleyi ondan aldı, buna verdi...
yeni taşeronlara karşı eski taşeronların avukatlığını yapmak hakkaniyetli bir tavır değil
hükumetin elini güçlendiren, tereddütsüz imralı sürecine yönelten halk desteği ve artan oy oranlarıdır
muhalefet seçmene biraz olsun güven verebilseydi, bu iş buraya gelmezdi; olayı "uluslararası" referansla okuyacak olursak >
çıkacak sonuç şudur: cansiperane avukatlık yapan silivri goygoycuları da bop'da görevlidir...
hükumeti, seçmenini, darbecilere yönelik mahkeme sürecini cumhuriyet karşıtlığı, karşı devrimcilik, dincilik gibi yaftalarla mahkum edenler,
hükumetin etrafında insanların daha da çoğalmasına, yoğunlaşmasına, kemikleşmesine yol açıyor
kimseye öcü göstermeye gerek yok, millet görüyor zaten öcüyü.
teamüle uygun olduğu halde takoz konan cumhurbaşkanlığı seçimi mi hayal?
anayasa mahkemesinin yetkisini aşarak usulden inceleyebileceği bir şeyi esastan bozması mı hayal?
dahiyane hukuk süreçleriyle iktidar partisinin kapatılmasına teşebbüs edilmesi mi hayal?
bütün bu işler kendi kendine mi oldu? iyi saatte olsunlar mı yaptı? yoksa zaten tanıdığımız, bildiğimiz öcüler mi?
böyle bir "yapılanmanın" varlığını 28 şubatta görmüyor muyduk? bunlar 2002'ye gelene kadar buharlaşmış mıydı?
"biz istemeden bir şey olmaz, bis asılız" diyenler ne kastediyordu?
birileri işi sulandırmıştır belki, araya orada olmaması gereken kişiler kaynatılmıştır, orada olması gerekenlerin çoğu atlanmıştır;
belki esas sorumlular birilerini kullanıp gözden çıkarmıştır, şimdi başkalarını kullanıyorlardır...
delilleri varsa bunların hepsi düşünülebilir, tartışılabilir, değerlendirilebilir; ama olup biten her şey hayal demeyin, çok komik...
*
:) spekülasyon yapıyorum, ihtimaller... ayrıca olabilir de, iyi polis kötü polis... zor mudur, ulusalcılara bopçu karıştırmak?
hükumeti ve ilişkili süreçleri "komplo" kafasıyla değerlendirmek mümkün, ama aynı kafayla muhalefet çok daha komplo...
kulağını, hortumunu, dişlerini görüyorum; sen istediğin kadar fil ispatlanamadı de...
*
güldürme beni, kazandibi diye bir oyun var, hiç duydun mu? şıracı bozacıya mı açık verecek?
sistemi bir defa kurdunuz mu, arıza çıkaranı şarka sürmek kafasına bir kurşun sıkmak trafik kazasında telef etmek çocuk oyuncağı
senin hesabınla bu ülkede hiç darbe yaşanmamış olması gerekiyor, bir sürü şeyin hiç yaşanmamış olması gerekiyor...
bu kadar olay kendi kendine mi oluyor?
kendi kendine organize oluyorlar? peki örgüt gerçekten yok diyelim, bu suçluları masum mu kılar? işlenen suçlar gerçek değil mi?
o zaman açıklaman delil yetersizliği olur, her şey hayal değil. şu güzel ortamı dinci itilafçılar bozdu, hiç değil.
hayal diyorsun? itilafçılar komplo kurdu diyorsun? örgüt "yok" diyemezsin, ispatlayamıyoruz dersin
delil yetersiz deyin canımı yeyin arkadaş, hayal demeyin, itilafçı komplosu demeyin
balbay mı hayal, alemdaroğlu mu, perinçek mi? danıştay mı? anayasa mahkemesi mi? nasıl bir matriksmiş bu ya?
bu durumda da dava temelsiz, hayali diyemezsin, saptırıldı diyebilirsin
buna mahkeme yok diyebilir, duvarda bir yazı varsa, bunu biri yazmıştır sonucunu çıkarabilirim herhalde?
her şey hayal demek başka, hukuki süreç usulsüz demek başka
gerçeği ispatlayamadılar, kılıfına uydurdular, ama suyunu çıkardılar demek başka; her şey hayal demek başka
tamam arkadaş, pes. kemal alemdaroğluyla aynı masanın etrafında oturmadım ben, kuzenim rüya görmüş, itiraf ediyorum.
padişahım, atınız öylece yatıyor, nefes almıyor, yem yemiyor, buz gibi, kaskatı; ama endişe etmeyin henüz ispatlanmış bir şey yok...

at ölmemiş olabilir, öldüyse de örgüt öldürmemiştir, itilafçı dinci komplosu her şey, hayal mahsulü, yarın atınıza binebilirsiniz...

Hiç yorum yok: