7 Aralık 2014 Pazar

yine mi osmanlıca

aklı başında bir tartışma yürütmek istiyorsanız, evvela elinizdeki malzeme sağlıklı olacak: kelimeler. fikirler uçup kaçıyor, nereye gittikleri belli olmuyor; bir yere bağlayıp zaptürapt altına almak için kelimelerden faydalanıyoruz. kelimelerin doğru dürüst birer tarifi olacak ve üzerinde ittifak edilmiş bulunacak ki muhatabınız ne söylediğinizi gerçekten anlasın, daha da mühimi kendi başınıza düşünebilmek için de önce kelimelerle aranızın iyi olması gerekiyor, saçmaladığınız zaman mesajınızın karşınızdakinize ulaşmış olup olmadığı gibi bir sual de mânâsız kalıyor. saçma sapan bir kelime üzerinden tartışmaya girerseniz, fikir alış verişinde bulunamazsınız, sadece itiş kakış olur yaptığınız.

gündemdeki konu nereden çıktı, nereye gidiyor bilmiyorum, çok da derdim değil. ama konuşulanların -yazılı olarak konuşulanların- bir kısmına rastladım ve saçımı başımı yoluyorum...

baştan başlayalım. osmanlıca diye bir şey yok. osmanlıca kelimesi üzerinden tartışırsanız, hiçbir yere varamazsınız. osmanlıca birilerinin peşin hükümlerini doldurdukları bir çuval, divan edebiyatı tabiri gibi bu da, etiketlemek, yaftalamak, aşağılamak, saptırmak, mahkûm etmek için kullanılan bir lakırdı, bir kavramı işaret etmiyor, karikatürden ibaret.

osmanlıca lafzı iki ayrı mânâ için kullanılıyor ki bu bile tek başına fikir yürütme sırasında karışıklık çıkarma ihtimalini arttırıyor. osmanlıca yok, klasik türkiye türkçesi var, arap harfli türk yazısı var. şalter atıp kafanızı duvarlara vurmaya başlamadan önce bu iki terimi öğrenmenizi tavsiye ediyorum, artık biner defa bir yere yazar mısınız, beş yüzlük tespihle beş vakit tekrarlar mısınız, eritip suyunu mu içersiniz, beyninize mi ektirirsiniz, o sizin meseleniz.

klasik türkiye türkçesi.

arap harfli türk yazısı.

bir şeyler çağrıştırıyor mu?

"osmanlıca" öğrenmek başka bir dil öğrenmek değildir. bilakis kendi dilinizi adam gibi öğrenmenin tek yoludur. ingilizler okulda neden shakespeare okutuyorlarsa, "osmanlıca" öğrenmek o yüzden gereklidir. bunun osmanlıyla da bir alakası yok, çağdaşlıkla da. osmanlı'ya düşman olmak için kendinizce geçerli sebepleriniz bile olsa "osmanlıca" bilmeniz gerekir, eğer aydın kisvesinde dolanmaya devam etmek istiyorsanız. "osmanlıca" öğrenip öğrenmemenin ingilizce veya matematik öğrenmekle hiçbir alakası, karşılaştırılabilir bir tarafı yoktur, ikisi tamamen bağımsızdır. kafanız çok karıştıysa kafanızı çevirip japonlara bir bakın, nasıl bir yazıyla yürüyor tedrisat işleri.

size osmanlı nefreti aşıladılar; karanlık, kötü ve geri, yani şeytanî bir kutup olarak gösterdiler. bunun karşısına aydınlık, iyi, ileri kutup olarak hayali bir türk kimliği koydular; gerçek türk kimliğinin birçok tarafı ayıklanıp çıkarılarak yerlerine uydurma bir şeyler ve mahiyeti anlaşılamamış batı medeniyetinin komik karikatürleri doldurularak elde edilmiş bir hayalî türk kimliği. şimdi kurmalı oyuncak gibi debeleniyor, bozuk plak gibi aynı saçmalıkları tekrarlıyorsunuz; küflü olan osmanlı da değil, "osmanlıca" da değil; sizin beyniniz. önce bir şeyler öğrenin, gerekirse sonra yine tartışırız. "ay biz şimdi pis osmanlı'nın pis dilini mi öğranicaz, hani ileri gidicektik, geri mi gidicaz" derseniz, buna verilecek bir cevap da var aslında, ama yine kalay işlerine başlamak istemiyorum.

oku bakayım:

klasik türkiye türkçesi

arap harfli türk yazısı...

Hiç yorum yok: