nal: ekşi sözlük'ün kapatılması en az ekşi sözlük kadar
yanlış olur. zor(balık)la değil basiretle çözülmesi gereken meseleler vardır...
mıh: insanlara yıllardır ne ektiklerini anlatamadık, hâlâ da anlamaya niyetleri
yok, hasat vakti oturup ağlamanın faydası yok. fikir özgürlüğü ile
terbiyesizliği, yılışıklığı, şımarıklığı, "psişik terörü" ayırmak
gibi bir sıkıntısı olmayan bir idare var maalesef. "serbestlik" bu
derece fetiş olursa, "yasak" da peşinden gelebilir, şaşırmayın;
tefritli etkiye ifratlı tepki, al birini vur ötekine.
*
ve lakin kusura bakmayın, ekşi sözlük'ün hakettiği kalite
bu. işler bir günde bu noktaya gelmedi, yazabiliyor olsaydık yazmaya devam
ederdik. ekşi'de yazmaya devam ediyor olsaydım, ben de böyle yazardım; böyle
yazmak istemediğim (ve de yazamadığım) için yazmıyorum. idarenin serbestlik,
hakaret vb konularda görüşleri ve yazar kalabalığının seviyesi bir araya
gelince oluşan ortam fiyasko maalesef. ekşi sözlükte yazmaya devam ederek ortak
alan vasfı ve dolaylı meşruiyet kazandırmayı etik açıdan hatalı buluyorum. inci
için bile daha fazla saygımsı bir şeyler besliyorum, hiç olmazsa ne olduğu
belli
*
arkadaşlar, tepkiniz "gündemdeki olaylara" ise
bunu onunla ilgili alanlardan ilan etmeniz gerekir, aranızda istişare etseniz
bile bunu >> grup kararı olarak ilan edince, grupla ilgili bir konu gibi
anlaşılıyor. en azından aynı konuyu tartışan diğer yazarların yazdığı
başlığa>>bütün kızlar toplandık biz de sizinle birlikteyiz gibi bir şey
yazabilirdiniz. takip etmediğim için kanzuk'un tavrında ne arıza var
bilemiyorum, ama olan bitendeki açıklama gayet sakin ve makul. kaldı ki bugüne
kadar sözlük idaresinin serbestlik anlayışının "gevşekliğinden" en
fazla bizar olan muhafazakarlardı, şimdi olması gereken olunca, diğerleriyle
birlikte ayaklanmak neyin nesidir, anlamıyorum. işin aslı sanaldaki
saçmalıkların fazla ciddiye alınıp yargıya falan taşınmasını çok uygun
bulmuyorum. daha altıncı nesil bile yokken yargı yolunun kullanılması gündeme
gelmişti, o zaman istişare edip abartılı olacağı noktasında anlaşılmıştı. lakin
bu haddini bilmezleri hizaya sokacak tek şey de yargı, mevcut şartlarda. eğer
daha önce muhafazakarlar topluca sözlüğü terk edip, ayaktakımına mahsus bir yer
halinde bırakmış olsaydı, belki de kimse o kadar da ciddiye alıp dava mava açma
lüzumu hissetmeyecekti. sözlüğü ortak alan halinde tutarak bu yolu
muhafazakarlar açtı. sözlüğü bırakma kararı yerinde ve gecikmiş bir karar,
lakin gerekçesi ve zamanlaması tek kelimeyle SAÇMA.
*
ekşi: bozuk, kokmuş, kokuşmuş anlamında sıfat. (tanım)
eksisozluk.com (örnek)
*
" çöp tenekenizde 1866 entry var. bunları inceleyip
nerelerde hata yaptığınız konusunda ipuçları edinebilirsiniz. "
inceliyorum... yönetim mantığını gözardı etmekte hata
yapmışım, gereksiz tartışmalara girmişim, iti kopuğu muhatap almışım... mekanı
çok ciddiye almışım, sahiplenmişim, bilgi kaynağı gibi düşünmüşüm, aklıma
geleni yazmışım... incelemeye devam...
*
ilk çaylak entrymi 02.11.2002'de girmişim, hesabı da
02.11.2011'de kapattım, tevafuk oldu. kimi haksız yere incittiysek hakkını
helal ede...
*
#eksisozlukkapatilsin kapattım zaten ben,
dağılabilirsiniz...
#eksisozlukkapatilsin sağ üst köşedeki çarpıya basın,
hemen kapanıyor. en etkili mücadele yolu. müşterisiz tükkan kapanır zaten...
esas bizim hâlâ ekşide cihad/ tebliğ davasında bulunan
kardeşlerin bu dosyayı kapatması gerek... #eksisozlukkapatilsin
*
#eksisozlukkapatilsin kapatılmasın, ihbar edilsin: bilişim
suçları ve sistemleri şube müdürlüğü 0212 636 1515
*
bindik bir alamete, hayırlar ola... hagatten bi twitter
eksikti esasen...
yaptığım araştırmalara göre twitter login olmayanlarca da
okunabiliyor. selam sana ey halkım, kola midemizi bozdu.
*
hardvâre-i fersude, softvâre-i kepaze; rezil oldı yevm-i
sebt, bir laptop-ı belâde... (olsun seviyoz onu, emektarımız o bizim, kıymetlim...)
*
ez-zamanü ves-sıhhatü hayrün mine'l-çay vet-twitter...
uykusuzluktan uyuyamamak, yorgunluktan dinlenememek, üretmeye çabalayıp sadece
tüketmek... ince planların irade sapaklarında kaybolma, az zamanda çok ve büyük
işler başarma, mükemmeli boşver; sadece bugün bir şey yap!
*
son anda internetten aldığımız bir habere göre internetten
verdiğimiz pizza siparişi teslim edilmiş, ödemeyi de kredi kartıyla yapmışız...
"tıpkı filimlerdeki gibi" çileklerde tat yok, ama yerinden kalkmadan
pizza kapında... böyle şeyleri garipseyen son dinozor ben miyim acep?
*
pazartesi ezel salı istirahat çarşamba nöbet perşembe
nöbet ertesi cuma-cumartesi nezle+twitter, pazar nöbet, pazartesi ezel, salı
istirahat. nasipse çarşamba günü dünyayı kurtarmayı planlıyorum. hatırlatın da
bir daha üsye olacağımda daha akıcı bir kitaba başlamış olayım, yine tw
köşelerinde heba eyledik ömrün bir kısmını
*
eskiden okur yazardık şimdi bakar tıklar olduk. galaktik
magazin çöplüğü... biri bizi meşgul ediyor...
*
səhifənin yüklenmesi vaxt alacaq kimi görsənir. həddindən
artıq yüklənmə və ya anlıq problemlər ola bilər. hətta belə bir * səhifə yerli
dibli bizdə olmaya da bilər İnternet bağlantınızı kontrol edin. problem sizdə də
olabilər. yenidən yoxla və ya səhifəni yenilə.. bütün bunlardan sonra hələ də
problem varsa gedib internetin müxtəlif yerləerində öz aramızdı üçün "an
etibarı ilə sıçmış sayt" deyə cümlə aləməmi xəbərdar edin :)
*
twitter bana "kontrol etmemiz lazım, insan
mısın" dedi. gel bizim hastanede bir sene çalış, bakalım sen insan
kalabiliyor musun? heywan!
o da değil de, iman ve husband kelimelerini okumamı
istedi, bundan bir anlam çıkarmalı mıyım?
*
oh deer! bugün de interneti bitiremedim...
*
bu sosyal medyayı açmaya gelmiyor, bi tvitliycem diye
giriyorsun, görev bilinciyle bütün neti elden geçirip
çıkıyorsun...
meydey meydey sos mesoes İLETİŞİM AĞIna yakalandık, imdat!
*
bu twitter'in en büyük eksiği: takip et ama tweetleri
gelmesin seçeneği yok :P
*
internet insana pek çok gereksiz imkan sunuyor; bir sürü
mâlâyâni...
*
ya bu tw. ne kaa kısır, varsa yoksa rply, rt, fav... insan
şuna eyvallah, barekallah, hafazanallah butonları koyar di mi...
*
ifade imkanlarının artmasının yan etkisi: saçmalama oranı
da artmış gibi görünüyor...
*
eskiden divit vardı, şimdi tweet var (bütün sosyal
mesajlar hızla bayatlıyordu, birinciliği termometreye verdiler) "30 Temmuz"
*
acaba herkese okuma-yazma öğretmeye çalışarak hata mı
ediyoruz? sosyal medya- düşünemeyen, vicdanı gelişmemiş, ama yazabilen bir sürü
ucube… bizde birinin fiilini veya fikrini tenkid etmek yok, hedefimiz şahsın
kendisi de değil, doğrudan mensup olduğu zümre. "şu dediğin doğru, bu
yanlış, şunu şöyle düzeltebiliriz" yok, "siz yanlışsınız: her şeyiniz
yanlış, her zaman yanlış, tamamen yanlış" var. insanları bilgilendirmeye
yönelik gayretler fuzuli; önce düşünmeyi öğretmek gerek, edeb, erkan, usul
öğretmek gerek, insaf, vicdan, terbiye… olmamış kafaya döktüğünüz bilgi heba...
adamı ucube olmaktan kurtarmıyor. yarım hekim candan eder, yarım
"analizci" (!?) can sıkar...
*
şu tt olan başlıklara yazılanlara bakınca keyfim kaçıyor;
şaka değil, terör gibi ciddi bir mesele, türkiye'yi temsil eden bir örneklem
olmasa da okur yazar internet kullanıcısı vb olması açısından dikkate almak
gerekir, zihin melekelerimizi hiç kullanamıyoruz, sıfır... bunun yanında insani
vasıflar bakımından da zaaflarımız var.
tablo: 1. histerik bir 'duyarlılık' tablosu
2. boş bir 'tepkisellik'
3. peşin hüküm gırla
4. dinlemeyi bilmiyoruz
5. okuduğumuzu anlamıyoruz
6. çok kolay gaza geliyoruz
7. insaf-vicdan yerlerde
8. türkçe bilmiyoruz
9. muhakeme diye bir şeyden haberdar değiliz...
"strikininize deserebre kurbağa korosu" diyorum
bu kalabalığa. (kurbağanın beynini çıkarıp strikinin denen maddeden verirseniz,
en küçük bir uyarıya bile bütün vücuduyla abartılı refleks cevabı verir) bunlar
da beyin kaynaklı bir köstekten mahrum, fazla gaz verilmiş, en küçük şeye bile
en büyük tepkiyi veriyorlar, bir lahza bile düşünmeden.
akl kelimesinin arapçadaki ilk manasının köstek olması çok
manidar geliyor bana...
*
bugün nefretten aşkla nefret ediyoruz canikom,
kadındüşmanıdır deyu bir kadına kadındüşmanlığı ediyoruz, perhiz-turşu kucak
kucağa... hem yalancısınız, hem çokyüzlüsünüz, "şöyle dedin, biz de seni
böyle edelim gör gününü" mü? bir sepet solucan sizden daha çok insana
benzer. vatandaşın zülfiyari de pek kibarmış, bir şaşkın kız çocuğu bozuvermiş
bütün fiyakalarını... buna asabiye mantığı derler: "bizim kadınımız,
tavuğumuz, keçimiz melektir, elinki kenef; bizim hatamız sevaptır, sizin
nefesiniz kabahat" "biz size ne etsek, size şeref sayılır, sizin kaş
oynatmanız haddi aşmaktır" kendi karısını doktora göstermek istemezken,
başka kadınların muayene olduğu yere girmeye kalkan ayılar, klavye tutmayı
öğrenmiş...
*
üç tık git, sonra dön; evreni bilmem ama internetin sonu
yok, hepsini okumaya çalışmak zaman kaybı...
*
tablet ve ipört gibi cihazların temel tasarımı, insanların
tefekkür etmesini engellemeye yönelik bir komplo gibi. kenefte bile kafayı
tablete gömene nisbetle "boş boş" bulutları seyreden daha saygıdeğer.
what is matrix ulan? al sana matrix, ense kökünden değil, gözlerinden ve
parmaklarından bağlanıyorsun. onlara para kazandırmayacak hiçbir şey üretmeyin,
bilakis sadece tüketin istiyorlar.
*
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder