18 Mayıs 2013 Cumartesi

Dövlet bizim neyimiz olur? / tw



bizim ahalinin güçlüden yana olduğu iftiradır; zayıftan yanadır, ama devlet hariç: halk düzenden yanadır ve isyan edeni sevmez. önce halk vardı ve sonra sol çıkıp değer verdiği her şeye saldırdı. buna rağmen halk soldan nefret etmez, tiksinir, küçümser... nefret ise solun en büyük dinamiğidir, bize huzur veren her şeyden nefret ederler, saldırırlar; tepki verince de saldırdı derler

konunun daha derin boyutları da var, özellikle asya gibi paylaşılmış benliğin yaygın olduğu kültürlerde uyum ön plana çıkıyor. "kendini gerçekleştirmek" bu kültürlerde bütün üzerinden oluyor bir anlamda ortak benliğe karşı çıkan varoluşa da engel oluyor. kategorik olarak isyan hak aramak ve itaat de ezilmek anlamında değil, bu kültüre göre değişir. zayıfı korumak kültürel değerdir, hak aramak da otorite üzerinden yapılır. bütün toplumsal ilişkiler karşılıklı feragat dinamikleri üzerinden kurgulanır, bireysel davranıp puzzle'ı bozan bu yüzden hoş karşılanmaz. töre sıra ve saygı esasına dayanır. hak arayacak kişi aksakal'a başvurur mesela, hakkını söke söke almaya kalkmaz, aksakalın hükmü uygulanır. isyan ancak bütün yapının düzeltilemez şekilde çöktüğü durumda başvurulacak son çaredir, itaat olmadan ilişkiler sürdürülemez. bizim kültürümüz iktidarperverliği değil bütün parçaların mekanizma şeklinde birlikte işleyebilmesini yüceltir. otorite basit bir vektör değildir, ağ şeklinde bütün topluma yayılır. itaat feragattir, feragat erdemdir. bu yüzden büyük kardeşimize adıyla değil abi abla diye hitap ederiz, bu yüzden su küçüğün söz büyüğündür. bir metre saplı uzun kaşıklarla birbirini doyuran dervişler kıssasını bilirsiniz, model buna benzer. bu yapıyı gözardı ederek batılı teorileri evrensel değerler gibi uygulamaya kalkarsanız sıkıntı çıkar. kaldı ki doğu ve batı arasındaki bariz farkların haricinde, orta doğu, orta asya ve uzak doğu kültürleri de birbirinden farklı. burda "muktedir" kavramına bakışta hata var, "muktedir" benden ayrı, bana yabancı, harici bir güç kaynağı değil, aksine "muktedir" özü itibariyle benim doğal bir parçam. "muktedir" tek bir odak değil, herkes bir parça muktedir, ağ üzerinde. "üst" gücü "töreye göre" kullanmazsa "astı" mağdur edebilir, ama bu "kategorik" değil, "arızi" bir durum. isyancı ise her şeyin üzerinden sağlandığı ağı tanımadığı için kategorik olarak insanları mağdur eden biri, bu yüzden sevilmiyor

doğu kültürlerini batılı kodlarla okumaya kalkınca ezilene karşı ezenden yana şahsiyetsiz bir tipoloji varmış gibi görünüyor, ama öyle değil. doğu'da ilişkiler ortak benlik üzerinden yürür, ağ üzerinde herkes birilerinin astı birilerinin üstüdür, uyum ve düzen esastır. doğu'da itaat feragat; feragat erdemdir, bu yüzden düzeni bozan, isyan eden sevilmez; hak arayışı "aksakal" üzerinden yürür...

devlet mekanizmasının yeniden kurgulanması önemli ve gerekli, özellikle çok kültürlü bir toplumda. değişim gerekiyor, ama bunun da yolu öncelikle kültürel zemini anlamak ve hareket noktası almak. yoksa üstüne gidince daha çok kilitleniyor. birey modelini bir dayatma halinde sunmak da sıkıntı olabilir, bir tür toplumsal mutabakat aramak gerek. değişim için gerekli kodlar da var aslında, bir tarafta "ululemre itaat" ama diğer tarafta "masiyette itaat yoktur" uygun noktadan girerseniz çok şey yapabilirsiniz, kültür değişmez bir şey değil, yeter ki karşınızdakini hiçe saymayın.
*

Hiç yorum yok: