18 Mayıs 2013 Cumartesi

Olimpik hamak ve SPQR / tw




merak edenler iyi dinlesin, bir kere söylüyorum: olimpiyat başarısızlığımızın sebebi olimpiyat başarısının umrumuzda olmaması, olimpiyat başarısı kimsenin derdi değil, dört senede bir yapılan bir geyik sadece. yakında konu kapanır ve 4 sene daha lafı edilmez. başarısız olduğumuz da tartışılır, başarısız olabilmek için başarmaya çalışmış olmak gerek, amaçlamadığınız şeyde başarısız olamazsınız. olimpiyatlarda başarılı olmak zorunda da değiliz zaten, millî insanî dinî bir gereklilik değil olsa da olur olmasa da olur. konu kapanmıştır
*
zübde-i alem olan insanla evrenin efendisi insan arasında çok fark var. "okinawa'da kuşak pantolon düşmesin diye bağlanır" spor, özellikle olimpiyatlar insanın "tanrılaşma" macerasının bir tezahürü. spor derken beden ve zihin terbiyesi faaliyetinden bahsetmiyoruz. nefis terbiyesi olarak da icra edilebilecek faaliyetlerin, tam aksi istikamette ele alındığı bir mantık sözkonusu. humanra kültü sadece aklı değil, bedeni de totemleştiriyor. bedenin gücü, hızı, çevikliği, ayrıca üreme fonksiyonundan soyutlanmış cinsellik. bedeni güçlendirmek sağlığa faydalıdır, kendini disipline etmek ruha. bilim ve teknik insanın faydasına bir şeyler üretir, lakin... lakin nasıl bilim tabiatı tanımayı aşıp bir inanç nesnesi haline getiriliyorsa, teknik tabiata hükmetme saplantısına alet ediliyorsa, beden faaliyetleri de maddenin ötesinde hakikat, insanın ötesinde "Hakk" tanımayan inancın pratiği haline de getirilebiliyor. rekor evrim akidesinin bir yansıması; rekabet ise "piyasa" ile de ilgili... kuşak pantolonla ilgili bir fonksiyon da görebilir, madalya gibi bir paye olarak nefsin putlaştırılması ile de ilgili olabilir. insan bedenleri bu kültün ikonalarıdır... arkasındaki fikri idrak etmeden yabancı bir kültürün parçalarını benimsemek tehlikeli olabilir. 140 karakterde batı medeniyeti 101 dersi (!) burada bitiyor, ben aslında ders çalışıyordum güya :)
*

Hiç yorum yok: