kaylule kıraathanesi, 02.01.2008
Çatık kaşlı, pos bıyıklı, kısa boylu, tıknaz yapılı, kalender yaradılışlı,
hafif şehlâ gözlü bir kişi olduğu rivayet edilen Tateos Enkserciyan yahut Kemânî
Tatyos Efendi, 1858 tarihinde Ortaköy’de doğmuş. Manok Ağa diye birinin
oğluymuş. Musikiye merakı yüzünden çıraklık işlerini bırakıp dayısı Movses
Papazyan’dan kanun, Kemânî Kör Sebuh’tan keman öğrenmiş, Andon ve Civan
kardeşlerden, Asdik Ağa’dan ders almış. Romanya’da, İzmir’de ve Kuledibi’nde
Pirinççi Gazinosu’nda icray-ı hüner eylemiş. Direklerarası’nda Mehmet Efendi’nin
kıraathanesinde meşhur olmuş, sonra Fevziye Kıraathanesi’ne devamı sırasında
şöhreti yayılmış. Muharrir Ahmed Rasim Bey ve Bestekâr Şevki Bey ile yakınlığı
varmış. Rasim Bey, Fevziye Kıraathanesi zamanlarını şu satırlarla tasvir ediyor:
“Sonraları üstün bir şöhret kazanmış olan Fevziye kıraathanesi bir zaman
İstanbul'un Darülelhanı olmuştu. Kâzım Efendi adında sarışın, nâzik, halûk bir
zâtın kiracısı bulunduğu zamanlarda devam etmeye başlamıştım. Burada Kemençeci
Vasil'in düğün savanlarından Yahudi Kemalin, kemani usta Mikenin saz heyeti de
çaldılarsa da en ziyade en sürekli olanı Tatyos'un takımı idi. Tatyos musikimize
pek çok hizmet etmiş, o zamanlar makbûl olan Peşrev, Semaî, Aranağmeleri, seçkin
şarkılar vücuda getirmiş bir üstad idi. Takımında meşhur ustalardan Hanende
Boğos Efendinin babası meşhur bestekârlardan Asdik ile Kanunî Şemsi, Tanburi
Yuvakim, sonraları Karakaş, hacı Karabet, Kuzguncuklu Artin, Seatik… bulunurdu.
Fevziye kıraathanesi git gide bir konser yeri önemini taşır bâzan Zekâî Dede,
hünkâr imamı Medeni Aziz efendi, Hacı Arif bey, Hacı Faik bey, Başmüezzin Rıfat
bey, Behlül, Kirami efendiler gibi üstadlar ile Kel Ali, Nedim, Kör Hüsamettin
beyler zamanın diğer bestekârları, meşhur sâzende ve hanendeleri gelirler,
bilhassa Ramazan gecelerinde her taraftan yüzlerce meraklı toplanırlar
oturulacak yer sandalye bulunmadığı pek çok defa olurdu.”
Tatyos Efendi bestekârlığına ilaveten güfte de yazmış. Notası kuvvetli imiş
ve kemanı da vaktiyle takdir görmüş. Şarkı aranağmelerinin tanzimi ve
peşrevlerindeki nağme letafeti ile meşhurmuş. Şarkılarında nadiren güfte taksimi
hususunda kusur görülürmüş. Ahmed Rasim Bey, “Kârciğar makamını müteveffanın
peşrev ve semaisine borçluyuz desem, çok görülmez” demekte. Kemençeci
Vasil, Tatyos Efendi’ye “sen bestele, fakat ben çalayım” der ve Tatyos
da Vasil’i ağlamadan dinleyemezmiş.
Neticede gün geçip devran dönmüş, Tatyos Efendi de yalnız kalmış ve son
demlerinde gördüğü vefasızlıktan muzdarip olarak şu mısraları kaleme almış:
“Ehl-i dilin yoktur kadri
Uğraşma Tatyos gayri
Neşatın çok,
kıymetin yok
Taliine gel küs bari”
Ömrünün hitamında hastalık ve fakirlik çekerek 1913 tarihinde vefat etmiş.
Rasim Bey, “Bir buçuk seneden beri çektiği karaciğer hastalığı, seneden beri
uğradığı maddi sıkıntıların gamlı simasına serptiği sarılığı siyaha tebdil ede
ede biçareyi kara toprağa kadar sürükledi. Ne yazık ki, cenazesini kaldıracak
değil, çekilecek vefat telgrafına yetecek yüz para bile yok idi” diyor.
Kemanını dinlemeye gelen bin-bin beş yüz kişiden cenazesine gelen on-on beş kişi
bile olmamış. Ardında sekiz peşrev, altı saz semaisi, bir beste denemesi, kırk
yedi şarkı ile üç fakir kızkardeş ve bir dul eş bırakmış.
***
Tatyos
efendi ne bir Türk beşiğinde sallanmış, ne de bir Müslüman mezarına gömülmüş.
Ancak beşikle mezar arasında bizimle beraber yürümüş, bizden bir şeyler almış,
bize bir şeyler vermiş, çıkınında ne varsa bizimle paylaşmış. Ne Millet-i İslam
gayretinden vazgeçeriz, ne de ata yadigarı şu Türk sözünün asıl mânâsını inkar
ederiz, lakin adına ne dememiz gerektiği hususunda ihtilaf ettiğimiz şu "Biz"
mefhumunun bir köşesinde, Türk'çe dertlenip Türk'çe âh eden bir garibe bir köşe
açmamak reva mıdır, düşünmek gerek. Balkan vilayetlerinde bazı kelimeler
birbirinin yerine kullanılsa da, herkesin adı belliydi bir vakitler.
Müslümanlara Müslüman deniyordu, Türk de "Türk" demekti ve "Biz" Osmanlıydık.
Yeni adı ne olursa olsun, hâlâ bir "Biz" var olsa gerek
Bu Ülke'de.
***
http://tr.wikipedia.org/wiki/Tatyos_Efendi
http://www.turkmusikisi.com/bestekarlar/kemani_tatyos_efendi.htm
Ahmed Rasim, Ramazan Karşılaması, Arba Yayınları, İstanbul 1990, s.73-74.
Ahmed Rasim, Ciddiyet ve Mizah, (sadeleştirerek yayına hazırlayan: Yücel Demirel), Arba Yayınları, İstanbul 1989, s. 45-47.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder